-Yeşim yanlış anlamazsan seni dilleyebilir miyim?
-Tabii ki hayır
-Ama Muhabbet kuşu dili var bende.
-Haa..dille o zaman
Hırs..hırs..kuru..kuru..
Resimde, bir adamın, bir kadını "Yeşim yanlış anlamazsan seni dilleye bilirmiyim?" diye sorduğunu görüyoruz. Kadın ise "Tabii ki hayır" diye cevap veriyor. Adamın "Ama muhabbet kuşu dili var bende." diye cevap vermesiyle birlikte, adamın kadına söylenmek istediği şeyi söylerken muhabbet kuşu gibi konuştuğunu ve dilini kullanabildiğini ima ediyor. Bu, kadın tarafından "Haa.. dille o zaman!" diye yorumlanarak, adamın gerçekte kadının "dilini" kullanma amacıyla değil de sadece konuşmak için onunla iletişim kurmak istediği anlaşılabiliyor. Bu şekilde, adamın "dil" ifadesini farklı bir anlamda kullanması ve kadının bu anlamı çabuk kavraması, mizahın temelini oluşturmaktadır.
"Hiç" dediğin şey, aslında her şeyin ta kendisi değil mi? (Burada şaka, 'hiç' kelimesinin anlamsal derinliği ile oynamak.)
"Hiç" kelimesiyle mi oynuyoruz yoksa?
Hiç bir şey göremeyen gözler, çok çalışıyor!
Hayat bazen "hiç" gibi... Ama bu, "hepsini" tercih ederiz demek değil!
Yoğun bir 'hiç' mesaisi içindeyiz belli ki!
Gerçekten "hiç" demek bu kadar zor muydu?