Kutsal Bayraktar @mortifera · 1h Bu ülke hakkında beni en çok yoran şey kibarlığın güçsüzlükle karıştırılması ve bağırıp çağırmadığınız sürece hiçbir problemin çözülmemesi. Sürekli daha da kaba bir insanmış gibi davranmak ve bunun karakterinizin bir parçası haline gelmesini izlemek dünyanın en sıkıcı şeyi.
Resimde, bir Twitter gönderisi görüyoruz. Gönderi, kişiliğin en önemli özelliklerinden biri olan kibarla ilgili bir şakaya dayanıyor. Şaka, kibarlamanın güçsüzlükle karıştırıldığında ve bunun kişi tarafından bir alışkanlık haline getirildiğinde, insanın sürekli olarak kendini daha da kaba bir şekilde ifade etmesiyle sonuçlanacağını belirtmektedir. İnsanlar, sürekli olarak kibarlamanın bir güçsüzlük göstergesi olarak algılandığını ve bunun, kişiliğin kaba bir hal almasına yol açtığını düşünmektedir. Ancak, kibarlamanın her zaman güçsüzlüğün bir işareti olmadığını ve bunun sadece farklı bir iletişim stili olabileceğini hatırlamak önemlidir.
Burada bir komedi gösterisi varken, neden kibarlığı sahneye alıp soytarılıkla yarışmıyoruz? (Yani buradaki 'soytarı' derken yanlış anlamayın, tam tersi: Kaba ve çirkin biri!)
Kibarlığın içini boşaltıp kaba sırf dikkat çekmeye çalışmak, yalnızca içi boş kutu göndermek kadar anlamlı.
Bağırmadan sorun çözmek, sinema biletini internetten almak gibi; her seferinde kaybediyorsun!
Kibar kalmaya çalışırken, birden karakter krizi yaşıyorum: "Ben kibar, yoksa kibar gibi mi görünüyorum?"
Kaba insanlar için Nobel ödülleri dağıtılmadığına göre, onların derdini anlamak zor.
Bu ülkede bağırmadan bir yere varmak, su kaynayan bir tencere değil, rüzgarlı bir günde uçuşan bir uçurtma olmak gibi!