Türk kelimesinin ilk defa kullanıldığı ve Türklerin ilk yazılı eserleri olarak kabul edilen,Orhun Kitabelerinin birinci dikilitaşı olan devlet adamı Tonyukuk anıtında yazılanlar 🇹🇷
TONYUKUK ANITI
Birinci Taş (Doğu Yüzü)
İki bin idik. İki ordumuz oldu. Türk milleti yaratılalı, Türk kağanı tahta oturali
Şantung şehrine, denize ulaşmış olan yok imiş. Kağanıma arz edip ordu
gönderdim. Şantung şehrine, denize ulaştırdım. Yirmi üç şehir zaptettiler.
Uykularını burada bırakıp seferde yatıp kalktılar. Çin kağanı düşmanımız idi. On
Ok kağanı düşmanımız idi. Kırgızlanın güçlü kağanı da düşmanımız oldu. Bu üç
kağan anlaşıp Altun ormanında birleşelim demişler.
Şöyle anlaşmışlar: Doğuda Türk kağanına doğru sefere çıkalım demişler. Eğer biz
üzerine yürümezsek, eninde sonunda o bizi, kağanı yiğit, danışmanı bilgili olduğu
için, eninde sonunda o bizi mutlaka öldürecektir. Üçümüz birleşip üzerine
yürüyelim, hepsini yok edelim demişler. Türgiş kağanı şöyle demiş: Benim
milletim oradadır demiş, Türk (Kök-türk) boyu yine karışıklık içindedir, Oğuz'u
yine dardadır demiş.
Bu sözleri işitince gece yine uyuyasım gelmiyordu, gündüz yine oturasım
gelmiyordu. O zaman düşündüm. İlkin Kırgız üzerine yürüsek daha iyi olur dedim.
Kōgmen yolu tek imiş; kapanmış diye işitip bu yoldan yürümek olmaz dedim.
Kılavuz istedim. Çöllü Az eri buldum. Az ülke (sinde), Ani bel (inde bir yol var) mış;
bir at yolu imiş, onunla gitmiş. Onunla konuşup bir atlının gitmiş olduğunu
öğrenince bu yolla gitmek mümkün dedim. Düşündüm ve kağanıma....
Birinci Taş (Kuzey Yüzü)
Ordu yürüttüm. At in dedim. Ak Termil'i geçince at bindirdim. At üzerine bindirip
kari söktürdüm. Sonra atları yedeğe aldırıp yaya olarak ve ağaçlara tutuna tutuna
yukarı çıkarttım. Öndeki eri çapraz yürüterek ağaç olan tepeyi aştık. Yuvarlanarak
indik. On gecede yandaki engeli dolaşarak gittik. Kılavuz yeri şaşırıp boğazlandı.
Bunalıp "kağan, yetiş" demiş. Anı suyuna vardık. O sudan aşağı gittik. Yemek için
attan iniyor, atı ağaca bağlıyorduk. Gece gündüz dört nala gittik. Kırgızlanı uykuda
bastık. Uykularını mızrakla açtık. Hanı, ordusunu topladı; savaştık ve yendik.
Hanlarını öldürdük. Kırgız boyu kagana teslim oldu, baş eğdi. Geri döndük,
Kögmen ormanını dolaşarak geldik.
Kırgız'dan döner dönmez Türgiş kağanından casus geldi. Haberi şöyle idi:
Doğudan kagana sefer edelim. Biz yürümezsek onlar bizi, kağanı yiğit, danışmanı
bilgili olduğu için eninde sonunda onlar bizi mutlaka öldürecek, demiş. Casus,
türgiş kağanı çıkmış dedi, On Ok boyu eksiksiz çıkmış dedi: Çin ordusu da varmış.
Bu haberi işittiğimiz sırada katun (kraliçe) vefat etmişti. Kağanım, ben eve ineyim,
onun yoğ törenini yapayım dedi. Orduya "gidin Altun ormanında oturun" dedi.
"Ordunun başında İni İl Kağan, Tarduş şadı gitsin" dedi. Bilge Tonyukuk'a, bana
şunları söyledi: "Bu orduyu ilet" dedi, "ben sana ne söyleyeyim. Kararı istediğin
gibi ver" dedi; "gelirse göreceği var, gelmezse haberciyi ve haberi alarak otur*
dedi...
Kaynak
Fotoğrafta, Tonyukuk Anıtı'ndan metinler yer alıyor. Anıtın Doğu Yüzü ve Kuzey Yüzü'nden alıntılar bulunuyor. Metinlerde, Tonyukuk'un Türk Kağanlığı dönemindeki olaylar, savaşlar ve siyasi gelişmeler anlatılıyor. Ancak, bu bir "espri" içermiyor. Bu, tarihi bir metin ve anıtın içeriğini sunuyor. Bu nedenle, fotoğrafta herhangi bir espri veya komik bir durum bulunmuyor.
"Kağanım 'Git Altun Ormanında otur' diyor, Tonyukuk da 'ben karar veririm' diyor. Ego savaşı mı bu?"
"Çin'le, On Ok'la, Kırgız'la... Bu Tonyukuk'un ajandası full doluymuş. 😵💫"
"Uykumu kaçıran olaylar serisi... Tonyukuk'un hayatı dizi olsa, sezon finali olmazdı herhalde."
"Adam resmen 'daha dün Kırgızlarla kapıştık, şimdi de Türgişler mi?' der gibi. 😂"
* "Tonyukuk abimiz de 'yine mi savaş amk?' der gibi bakıyor sanki... 😩"