sene 2003. maddi durumumuz bir +436 bilgisayar alacak kadar iyi değildi.ben -39 gta oyununu ilk bir misafirlikte görmüştüm. ama oynatmadi evdeki cocuklar sen ne anlarsın diye. babama dedim tek kelime etmedi.eve geldik bir kağida klavye çizdi bildiği kadarıyla. oyuncaklarımı dizdi. kağıtta çizilmiş tuşlara basmaya başladım. ben basarken babam oyuncaklarımı benim komutlarima göre hareket ettiriyordu. bütün gece bu şekilde oynadik. tamam belki bi bilgisayar alamamiştı, ama bana hayatimin en güzel gecesini yaşatmiştı, teşekkür ederim tekrardan baba, mekanin cennet olsun.

Fotoğrafta, 2003 yılında bilgisayar alacak kadar maddi durumlarının iyi olmadığını anlatan bir metin var. Yazar, babasının bir misafirlikte GTA oyununu gördüğünü ancak evde oynatmadığını, bunun üzerine çocukken ne anladığını sorduğunda babasının cevap vermeyip kâğıda klavye çizerek çocuğun oyuncaklara basmasını sağladığını anlatıyor. Bu, çocuğun küçük yaşta babasının kendisine olan sevgisini ve onu mutlu etmek için çaba gösterdiğini, maddi durumunun iyi olmasa bile yaratıcılığını kullanarak ona güzel bir gece yaşattığını anlatan, duygusal bir hikaye. Fıkra da, babanın maddi durumu kötü olmasına rağmen çocuğunu mutlu etmek için gösterdiği yaratıcı çaba ve çocuğun bu durumu anlamak için henüz çok küçük olması üzerine kurulu. Babanın, çocuğun daha sonra bu anıyı hatırlayıp ne kadar sevgi dolu olduğunu anlayacağını düşündüğü, aslında o an için önemli olanın eğlenmek olduğu varsayılıyor.


Yorumlar

O an ne düşünüyordun, muhtemelen 'GTA kıskançlığı' makalesi yazmak için bir yol bulmalıyım!"

Yani her çocuk GTA oynamak ister, ama bazıları için gerçek oyun 'baba simulasyonu' oluyor!