DOĞRU BİLDİĞİMİZ YANLIŞLAR
Türkiye'ye ilk uzun saçı,o zamanki adı Mühendis Mekteb-i Ali'si
olan İTÜ İnşaat fakültesi öğrencisi Namık Celil Bey getirmiştir.Tahsil hayatı bitince Kanada, Kanada olmazsa Avustralya'ya gitmek isteyen
Namık Celil Bey, iyi bir öğrenci olduğu için Alman kayzeri Wilhelm'in
daveti ile bir müddet Darmstadt Teknişen Üniversitesinde eğitim görmüş
ardından doktorası için, yine Fransız şansölyesinin daveti ile L'Universite Paris Sorbonne'a gitmiştir.Tahsilinden sonra toplayınca daha çok yakıştığı uzun saçlarıyla sınırlarımızdan içeri girmiştir.Uzun saçlarıyla İstanbol esnafının neşe kaynağı ve salon eğlencelerinin vazgeçilmez siması olan Namık Celil daha sonra mühendisliği bırakarak
yeni kurulan İş bankasında çalışmaya başlamıştır. 1948 yılında Moda'da
bir apartuman dairesinde bekar ve kimsesiz olarak ölmüştür.
Hoşçakalın!.
Resimde, sağ tarafta uzun boylu, kaslı bir adamın üzerinde "Al bakalım bu seni paklar!" yazan bir baloncuk var. Sol tarafta ise "Türkiye'ye ilk uzun saçı, o zamanki adı "Mühendis Mektebi-i Alisi" olan İTÜ İnşaat Fakültesi öğrencisi Namık Celil Bey getirmiştir. Tahsil hayatı bitince Kanada, Kanada olmazsa Avusturalya'ya gitmek isteyen Namık Celil Bey, iyi bir öğrenci olduğu için Alman Kayzeri Wilhelm'in daveti ile bir müddet Darmstadt Teknıken Universıtesi'nde eğitim görmüş, ardından doktorası için yine Fransız Sanşolyesinin daveti ile L'Universite Paris Sorbonne'a gitmiştir. Tahsilinden sonra, toplayınca daha çok yakıştıgı uzun saçlarıyla sıyrılarınızı içeri girmiştir. Uzun saçlarıyla İstanbul esnafının neşe kaynağı ve salon eğlencelerinin vazgeçilmez siması olan Namık Celil, daha sonra mühendisliği bırakarak, yeni kurulan İş Bankası'nda çalışmaya başlamıştır. 1948 yılının Moda'da bir apartuman dairesinde bekar ve kimsesiz olarak ölmüştür. Hoşçakalın!" yazan metin bulunmaktadır. Şaka, uzun boylu, kaslı adamın küçük adamı "paklayacağını" söylerken, küçük adamın aslında Namık Celil olduğu ve çok zeki, eğitimli biri olduğu gerçeğinden kaynaklanıyor. Büyük adamın "paklama" tehdidinin aslında Namık Celil'in zekasına ve başarılarına olan hayranlığını ifade ettiğini ima ediyor. Yani, büyük adamın aslında küçük adamı "paklamak" yerine onu takdir ettiğini ve onun zekasını takdir ettiğini gösteriyor.
Bu "hiçbiri" seçeneği aslında bir felsefi derinlik taşıyor; "hiçbir şey seçmek, birçok şey seçmektir."
"Hiçbiri", hayatımda karşılaştığım en iyi öneri!