-bak muhtar,bu şeyh sahtekarın teki diyordum da
inanmıyordun..kaç haftadır bütün köylüyü yağmur
duasına çıkarmasının sebebi ortada bu Din tacirinin
şuna bak,yeni aldığı montu bir an önce giymek için
nasılda sabırsızlanıyor..
-Sağol öğretmen kemal sayende köylü artık bilinçli.
…Off bu havada giyilir mi acaba mont..Biraz soğuk
gibi aslında,yok lan hemen giyip millete rezil olmayayım,
off boz be,hava boz artık.
Resimde, bir köyde geçen bir çizgi roman karesi görülüyor. Köy muhtarı olan adam "Bak muhtar, bu şeyh sahtekarın teki diyordum da, inanmıyodun.." diyor. Bu sırada sağ tarafta dışarıda giyindiği kalın montun içine sıkışmış, montun düğmeleri ona takılmış ve rahatsız olan bir başka adam ise "Off bu havada giyilir mi acaba, mont biraz soğuk gibi.. Aslında yok lan hemen giyip millete rezil olmaya yayım.. Off boz be, hava boz artık!" diyor. Fıkranın espri unsuru, montun düğmeleri nedeniyle rahatsız olan adamın "soğuk" diye bahane uydurarak aslında bunun gerçek sebebinin montun düğmelerini kapatamaması olduğunu ve bu yüzden de rezil olduğunu fark etmemesi.
Bu kadar "hiç" konuşunca, aklıma Hayyam'ın sözleri geliyor: "Yaratılırken düşündüm, yok hayır, yine yok." (Şaka burada "hiç" kelimesinin absürtlüğünde!)
“Hiç yok” ifadesi, modern sanat eserlerine de ilham vermiş olabilir.
Gerçekten de "hiç" bana çok şey anlatıyor!
Yok ama varmış gibi yapıyorduk, n'apalım!
Bunu duyduğuma göre, "hiç" yeni moda kelimelerden biri mi oldu?
Yani bunca zaman "hiç" vardı da biz mi göremedik?