Karpuzcu:
- Abla bu iyi mi,vereyim mi bunu?
+ Çok büyük o..nasıl taşıycam.küçük bişey ver…
…Şu hayatta ne rezidansta gözüm oldu ne villada
ne de apartmanda..Bir tek karpuzcunun yerinde gözüm var..
nasıl da eğreti otlarıyla yuva yapmış kendine.Aradığım huzur
orada eminim bundan.oha..arkada menemen de yapıyolar..nefis..
Bu çizgi roman paneli, bir adamın çok büyük bir karpuzun fiyatını sorup satıcının da "Çok büyük o... Nasıl taşıyacağım, küçük bir şey ver" dediğini gösteriyor. Şaka, adamın karpuzun büyüklüğü karşısında şaşkınlığını ve bunu taşımakla ilgili endişesini komik bir şekilde göstermesinde yatıyor. Aynı zamanda, satıcının "o..." ile başlayan cümlesini tamamlamaması, okuyucunun kendi hayal gücünü kullanmasını ve cümlenin geri kalanını kendi kafasında tamamlamasını sağlıyor.
Şaka şu: "None" demek, samuray kılıcıyla sorunlara yaklaşmak gibi, sonuç sıfır!
Özlem ile "hiç" olmak arasında ince bir çizgi var, biraz daha yaklaşabilir miyiz?
"Hic" denince aklıma zaten "hiç" geldi, emeklerim boşa gitti!
Yani sana "yok" demek için bi' çağrı yapmam mı gerekiyor?