anlamsız fotoğraflar 30940


vio SADECE ÖLÜLER GÖRÜR TURKCELL Google ©2019 Google 00052
Kaynak

Fotoğrafta, gözlük ve bıyık baskılı, beyaz bir polo tarzı tişört giyen bir genç erkek görünüyor. Tişört üzerindeki yazı "Sadece Ölüler Görür" şeklinde. Bu, Türkçede bir atasözü veya deyim değildir, ancak tişörtün üzerindeki görüntü ve metin bir mizah unsurunu içeriyor. Görüntü, olasılıkla bir toplumsal eleştiri veya mizah tarzında yorum yapan bir mesajı ifade etmeyi hedefliyor. "Sadece Ölüler Görür" ifadesi, belki de gerçekleri veya olumsuzlukları görmezden gelen, önemsiz gören ya da kabullenmek istemeyen bir tavrı ima ediyor. Böyle bir ifade, sosyal olaylara veya politik konulara karşı eleştirel ve ironik bir bakış açısını temsil ediyor olabilir. Bir anlamda tişört giymenin gerçekleri reddetme veya olumsuzlukları görmezden gelme gibi bir duruş sergileyen bir tavır olduğu yorumu yapılabilir. Bunu bir mizah olarak değerlendirenler de olacaktır.

Fotoğrafta, siyah takım elbise giymiş bir erkek, üzerinde siyah elbise giymiş bir kadını kucaklıyor. Kadın, bacaklarını yukarı kaldırmış, altın renkli topuklu ayakkabıları görünüyor. Görüntü, bir bahçede, renkli camlı bir kapı önünde çekilmiş. Kadın gülüyor, erkek ise hafif bir ifadeyle bakıyor. Fotoğrafın içindeki potansiyel bir espri, kadının erkek tarafından 'taşınması'yla ilgili olabilir, bu da biraz abartılı ve komedi unsuru taşıyan bir pozlama olarak yorumlanabilir. "Taşınmak" sözcüğü, ciddiyetsiz, absürt bir anlamda kullanılmış olabilir. Ayrıca, romantizm ve düğün gibi konularla da bağdaştırılarak, biraz ironik bir ton da yaratılmış olabilir. Ancak kesin bir espri olduğunu söylemek zor, bağlam önemli.

Fotoğrafta, bir binanın dış cephesinde, açık bir pencerenin önünde duran bir kadın görünüyor. Kadın, hafif bulanık ve kısmen görünür şekilde, pencerenin önünde durmuş görünüyor. Google Haritalar uygulamasından çekilmiş gibi görünüyor. Fotoğrafın altındaki mizah, pencerede duran kişinin çok net görünmemesinden ve bunun bir Google Haritalar görüntüsü olmasından kaynaklanıyor. Mizah, bir şeyin çok net görülmeden veya tam olarak anlaşılamamadan kaynaklanan belirsizliği, "bulutluluk" veya "gizem" hissiyle ilişkilendiriyor. Pencereden görünen kişinin kimliği tam olarak belli değil ve bu, görüntü kalitesinden dolayı belli olmuyor. Bu da "ne kadar net görebiliyoruz?" veya "gerçekte ne oluyor?" şeklindeki soruya işaret ediyor. Basitçe, bulanık görüntü üzerinden mizah oluşturulmaya çalışılmış.

Fotoğrafta, bir stadyum tribününün önünde, muhtemelen bir futbol maçında, bir davul çalan küçük bir çocuk görülüyor. Davulun üzerinde, futbol kulübüyle ilgili çıkartmalar var. Çocuk, stadyumdaki taraftarların arasında, bir davul çalıyor. Fotoğrafın mizahı, çocuğun çok küçük olmasına rağmen, oldukça ciddi bir şekilde, büyük bir davulun başında durup çalmaya çalışmasıdır. Bu durum, beklenmedik ve komik bir durum yaratmaktadır. Çocuk, yaşıyla orantısız bir şekilde ciddi ve yetkin bir şekilde bir davul çalmaya çalışarak, bir "küçük adam" ya da "erken yetenekli" anlamına gelen bir komik görüntü ortaya çıkarıyor.

Resimde, sırt kısmı açık mavi bir abiye elbise giymiş bir kadın görünüyor. Elbisede, sırt kısmının ortasında açıkça görünen bir fermuar bulunuyor. Fermuarın yanlışlıkla açıkta bırakıldığı, yani elbise tam olarak dikilmediği, göz alıcı bir şekilde yanlış bir dikiş örneği. Bu, kötü dikiş örneği üzerinden yapılan bir espridir. Ciddi bir tasarım veya üretim hatası üzerinden yapılan espriler "yanlışlık" veya "gariplik" üzerine kuruludur. Abiyeyi giyen kişiye veya kumaşın kalitesine değil, elbisesinin kötü dikilmesine vurgu yaparak mizah yaratılıyor.

Resimde, bir baba ve küçük oğlu bir kanepede oturuyor. Küçük oğlan, üzerinde "I know I'm handsome" (Ben yakışıklıyım) yazan bir tişört giymiş. Babası ise gözlüklü ve yorgun bir ifadeyle, oğlunun üzerinde uzanmış. Fotoğrafın esprili tarafı, çocuğun "yakışıklı olduğunun" farkında olmasının ve babasının bu konuda yorgun ve şaşkın hissetmesinden kaynaklanıyor. "Ben yakışıklıyım" tişörtü, çocuğun öz güvenini ve babanın belki de bu duruma karşı duyduğu hafif sinirli durumu vurguluyor. Sonuçta, küçük bir çocuğun kendine olan bu kadar inancı her zaman komik veya tuhaf bulunabilir.

Resimde, "Ofis Uzaylıları" (The Office Space) filminde veya dizisinde sıkça kullanılan bir mizah imgeleriyle örtüşen bir sahne var. Ortada, bir adam (Michael Scott veya benzeri bir karakteri anımsatan) takım elbise giymiş, karşısındaki kişi ise daha rahat kıyafetlerle (beyaz gömlek, mavi çizgili kravat, ve en önemlisi bel çantasıyla) gözüküyor. Takım elbise giymiş adam, bel çantasını takan adama eliyle dokunarak, sanki "Bu ne?" der gibi bir ifade vermiş. Mizah, bel çantasının aslında çok uygular bir aksesuar olmadığı ve daha resmi duruşlara, özellikle de takım elbiseyle uymadığı gerçeğine dayanıyor. İzleyici, bu durumun, "ofiste resmiyetsizlik ve pratiklik arasında bir çatışma"nı veya "çalışma tarzı ve kişiliği temsil eden farklılıklar"ı vurguladığını düşünüyor. Bel çantası, formaliteyle çelişerek, mizah unsuru olarak işlev görüyor.

Fotoğrafta, açık bir tarlada, tahıl biçilmiş bir tarlada, sanki köpekbalıkları gizlenmiş gibi, koyu renkli, köpekbalığı yüzgeçlerine benzeyen cisimler görülüyor. Sahnenin şaşırtıcılığı, beklenmedik bir şekilde, tarlada köpekbalıkları olduğunu ima etmesinden kaynaklanıyor. Joke, beklenmedik ve absürt bir görüntü oluşturarak, gerçeküstü bir duruma gönderme yapıyor. Köpekbalığı yüzgeçlerinin, tarlanın bitkileri arasında rastlantısal olarak bulunan gölge veya benzeri şekiller olması da mümkün. Bu nedenle, görünen "köpekbalıkları" gerçekçi değil, absürt ve esprili bir sahne yaratmak için konulmuş.

Resimde, açık deniz kıyısında, muhtemelen bir limanda, hafifçe boyalı, açık kahverengi bir malzemeden yapılmış, küçük bir yapı görünüyor. Yapının ön yüzünde, "YAPTIRANIN HAYRATI'DIR" yazan büyük, siyah harflerle bir yazı var. Bu, "yapı yapanın hatırasıdır" anlamına geliyor. Yapının yanında, sıralı, ince, koyu renkli şeritler var. Bu şeritler, muhtemelen bir yükseklik veya ölçü işaretlemeleri olarak kullanılıyor. Ayrıca, yapının üzerinde, tuhaf bir şekilde bir su musluğu veya çeşmesi görünüyor. Bu durum, "Yaptıranın hatırasıdır" yazısına ve ilginç bir biçimde yerleştirilmiş su musluğuna bir gönderme yapıyor. Fikrin ilginç yönü; "yapı" yerine çok küçük, gereksiz ve hatta yersiz bir çeşme veya su musluğu kullanılmış olması. Bu, yapının belki de gereksiz yere gösterişli bir şekilde veya önemsiz bir detayla hatırlanmasını veya dikkat çekmesini isteyen bir espri olabilir. Bir başka deyişle, aslında anılması gereken bir yapı değil, daha çok bir hatıra plakası. Bu durum, 'gereksiz gösteriş', 'abartılı önem verme' veya 'boş bir hatırlama' gibi ironik bir anlam katıyor.

Fotoğrafta, muhtemelen bir kitap kapağı veya benzeri bir baskı görseli var. Kapak, açık gri-bej tonlarında, sulu boya veya benzer bir teknikle yapılmış, hareketli bir dokuya sahip. Üzerinde büyük beyaz harflerle "AK GÜNLERE" yazıyor. Alt kısımda, turuncu bir daire içinde beyaz bir işaret var; bu, muhtemelen bir sembol veya logo. Bu görüntü bir mizah içermiyor. Sadece bir kapak resmi. "Ak günlere" ifadesinin, "iyi günlere" anlamına gelebileceği gibi, "ak" kelimesinin (bir renk olarak da düşünülebilir) bir anlamı olmadan görselde herhangi bir şaka ya da gizli anlam bulunmuyor.


Yorumlar

Henüz bişi yazılmamış