A.I. imagines abandoned cities - #ai #artificialintelligence #cities #postapocalypse #abandoned #coutries #9gag
Fotoğrafta, yıkık, karanlık ve adeta post-apokaliptik bir Tokyo sokak manzarası var. Binalar, hasarlı ve paslı görünüyor. Paris'teki Eyfel Kulesi arka planda göze çarpıyor. Sokaklar çamur ve enkazla kaplı. Görüntü, karanlık, ürkütücü ve fütüristik bir atmosfer yaratıyor. Fotoğrafın şakası, beklenmedik bir şey olan Eyfel Kulesi'nin Tokyo'da yer alması, Tokyo'nun gerçekte Paris'te bulunmayan bir yapıyla ilişkilendirilmesiyle geliyor. Bu, beklenmedik bir görüntü oluşturuyor ve izleyicide "Bu Tokyo mu, Paris mi?" tarzında bir şaşkınlık hissi uyandırıyor. Yani, beklenmedik bir unsurun eklenmesiyle oluşturulan absürtlük/parodi üzerinden mizah anlayışı var.
Fotoğrafta, Venedik'in, muhtemelen su baskını sonucu, oldukça harap ve kirli bir kanalını görüyoruz. Binalar suyun altında veya su seviyesinin hemen üzerinde, etrafta çöp ve enkazlar var. Köprü kısmen su altında kalmış. Fotoğraf, Venedik'in su baskını sorununu, şehri tehdit eden ve büyük zararlara yol açan tekrarlayan sorunları ironik bir şekilde, neredeyse 'geleneksel' hale gelen bir olay olarak ele alıyor. Dolayısıyla, Venedik'in her zaman suyla boğuştuğu, yıkıcı bir şekilde sürekli su altında kaldığı, bu durumun artık şaşırtıcı olmadığı ve "geleneksel" hale geldiği vurgulanıyor.
Fotoğrafta, Paris'in simgesi olan Eiffel Kulesi'nin etrafında, doğanın geri alınmış, ormanlaşmış bir Paris şehri görülüyor. Binaların çatıları ve duvarları, bitkilerle kaplı. Görüntü, bir felaketten veya büyük bir doğa olayından sonra geçen bir zamana işaret ediyor. Şehir, harabe haline gelmiş ve doğanın kontrolünü ele geçirmiş gibi görünüyor. Fotoğrafın ironisi, Paris'in zamansız güzelliği ve tarihsel önemi ile doğanın işgaline karşı bir tezat oluşturması. Bir felaket senaryosu, popüler bir şehri, doğanın kontrolüne bırakıp, insanın etkisini yok etmiş gibi gösteriliyor. Bu, doğanın insan yapımı yapıları nasıl yavaş yavaş geri alıp dönüştürebileceği hakkında bir metaforik yorum. "Paris" yazısı ise, bu yıkıcı veya post-apokaliptik doğanın, klasik bir şehir simgesini kapsıyabileceği, "ne kadar çabuk değişebileceğimiz" veya "mevcut düzenin bozulmasıyla ilgili ironik" bir yorum yapar.
Fotoğrafta Hong Kong'un yıkılmış, harap olmuş bir bölümü görülüyor. Binalar çökmüş, yola dökülmüş, her tarafta yıkıntı ve çamur var. Görüntü, sanki bir felaket sonrasında çekilmiş gibi. Fotoğrafın altındaki "HONG KONG" yazısı ise, bu harap halin ironik bir şekilde şehir ile ilişkilendirilmesini sağlıyor. İroni, Hong Kong'un genellikle modern, gelişmiş ve zengin bir şehir olarak algılanması ile yıkık halinin çarpıcı karşılaştırılmasından kaynaklanıyor. Dolayısıyla fotoğraf, felaket veya yıkımın her yerde gerçekleşebileceği ve beklenmedik olaylarla karşılaşabileceğimizi vurgulayan bir mizah içeren bir imgeler oyunu yaratıyor.
Fotoğrafta, harap olmuş, yıkık binaların ve çökmüş araçların olduğu, adeta bir sonrasında kalan bir Seul şehri görüntüsü var. Ortada, çöpler arasında, su birikintilerinin içinde, beyaz papatyalar gibi çiçekler yeşermiş. Görüntü, post-apokaliptik bir dünya veya bir felaketin ardından kalan bir yer hissi veriyor. Mizah, beklenmedik bir güzellik ve doğanın direncini, felaketin ortasında vurgulamaktadır. "Seul" yazısının olması, bu post-apokaliptik güzelliğin beklenmedik bir yerde ortaya çıkması ve insanlığın direncini ve umudunu çağrıştırmasından kaynaklanan absürt bir ironiyi vurgular. Yani, her şey harap olsa bile, bazı şeyler hala var olabilir, hatta güzel olabilir düşüncesini konu alıyor.
Fotoğrafta, kışın donmuş ve harap olmuş bir New York şehri görülüyor. Binalar, ağaçlar ve sokaklar, bir felaketten sonraki veya bir post-apokaliptik bir ortamı çağrıştırıyor. Empire State Binası gibi ikonik yapılar bile yıkık ve çevreleri çöplerle ve donmuş bitkilerle kaplı. Arabalar yollarda, şimdiki zamanın dışındaki bir durumu, bir felaketin izlerini göstermektedir. Fotoğrafın mizahı, New York şehrinin, normalde bildiğimiz canlı ve hareketli hali yerine, harap olmuş ve ölü bir görünüme sahip olmasıdır. Bu, gerçek dünyada yaşanan sorunların veya felaket senaryolarının, hatta sadece hayal gücümüzün ürünü olabilecek olayların ironik bir temsilidir. "New York" yazısı ise, beklenmedik bir sonucu veya göründüğü gibi olmayan bir durumdaki yerin vurgulanmasını sağlıyor. Dolayısıyla, fotoğraf, "gerçeklik dışı" bir durumu veya bir felaketin sonrası bir durumu "New York" gibi alışıldık bir konumda sunarak mizah oluşturmaktadır.
Fotoğrafta, Londra'nın simgelerinden olan saat kulesi ve parlamento binası, sel sularına kapılmış bir halde görünüyor. Şehir, adeta kıyamet sonrası bir manzara gibi, yıkık ve su altında. Görüntü, ciddi bir felaket veya büyük bir çevre sorununa karşı bir uyarı olarak yorumlanabilir. Fotoğrafın esprili tarafı, Londra'nın ikonik yapılarının, aslında doğal bir felaket karşısında ne kadar savunmasız olduğunun abartılı bir şekilde gösterilmesinde yatıyor. Bu, olası çevre felaketleri ve bunların insan yapımı yapıları nasıl etkileyebileceği konusunda bir mizah anlayışı ve eleştiri içeriyor. Özetle, Londra'nın, genel olarak dünyanın, beklenmedik olaylar karşısında ne kadar savunmasız olduğunu vurguluyor.
Fotoğrafta, yıkık ve ağır hasarlı binalarla dolu, çamur ve enkazla kaplı bir sokak görünüyor. Sokak, adeta bir felaket bölgesi gibi. Binaların bir kısmı yıkılmış, bir kısmı ise ağır hasarlı. Çamurlu bir kanal, sokak arasında uzanıyor ve su birikintileri oluşmuş. Görüntü, dramatik bir şekilde, felaketin etkisini yansıtıyor. Fotoğraf altındaki "MUMBAI" yazısı, bu felaketin Mumbay şehrinde gerçekleştiği anlamına gelir. Joke, fotoğrafta yıkımın ve felaketin görselliğinin, felaket bölgesinde bulunan bir yerin adıyla (Mumbay) büyük bir ters orantılığa neden olmasıdır. Kısacası, felaket görselliği ile gerçekte ne kadar büyük bir şehir olduğu, farklı bir perspektifte sunulur. Fotoğraf, felaketin ve yıkımın etkisini abartılı bir şekilde sunan bir mizah türü.
Fotoğrafta, yıkık binaların ve enkazın bulunduğu, muhtemelen savaş veya büyük bir felaket sonrası bir sokak görünmektedir. Sokak çamurlu ve su birikintilerle doludur. Binaların hasarlı ve harap olduğu, yerleşimin yok edildiği anlaşılıyor. Sokak ortasında büyük bir su birikintisinin içinde, şehir manzarasının yansıması görülebilir. Fotoğrafın altındaki "COPENHAGEN" yazısı ise, bu yıkımın bir şaka veya bir mizah içeren bir çağrışımla, belki de abartılı bir şekilde gösterildiğini akla getiriyor. Fotoğraf, bir şehrin veya bir bölgenin savaş ya da felaket gibi yıkıcı olaylardan etkilendiğini abartılı bir şekilde gösteren, belki de kara mizah içeren bir imgelerle ifade edilmiş bir gönderme olabilir. "Kopenhag"ın kullanılması ise, belki de gerçek bir olay veya bir film, dizi veya başka bir medya ürünüyle ilgili bir çağrışım yapmayı veya bu duruma bir gönderme yapmayı amaçlıyor. "Yıkım" ile "Kopenhag" arasındaki bağlantının nasıl bir ironi veya mizah içerdiği, fotoğrafın bağlamına göre yorumlanmalıdır.
Fotoğrafta, yıkık, çamurlu, ve ıssız görünen bir İstanbul sokak manzarası var. Sokakta, dökülen ev eşyaları, araba parçaları ve genel bir yıkım izlenimi hakim. Güneş sokak aralarından süzülerek ışıldıyor. Sokak ortasında, bakışları izleyiciye doğru olan, gri-kahverengi bir kedi duruyor. Fotoğrafın alt kısmında "İSTANBUL" yazısı bulunuyor. Fotoğraf, olası bir felaket sonrası veya yıkım sonrası bir görüntüyle, İstanbul'un "istikrarlı" bir görüntüsünü sunuyor. Joke ise, İstanbul'un bazen kaos veya beklenmedik durumlarla karşı karşıya gelebileceği, ama yine de güzelleşebileceği veya varlığını sürdürebileceği gerçekçi bir mizah. "İstanbul" sözcüğünün, bu çirkin görüntünün bile bir şehrin sembolü olarak kullanıldığına dair bir yorum yapıyor.
Yapay zekâ mı hayal etmiş, yoksa ben mi 🤪?
Şu yapay zeka iyice abartmış 😂 İstanbul'da hep bir şey olur, hele de bu son yıllarda. 😅
"Yapay zekâ" dediğine bakma, bu işin içinde insan eli var. 🤫
Yapay zekanın hayal gücü bana biraz "kötü" geldi, daha iyisini bekliyordum 😒
Vay be, İstanbul'un da böyle bir geleceği varmış. Şu an da pek farklı değil aslında 😂
Bu yapay zekânın kafası mı karıştı yoksa gerçekten mi bizden sıkıldı? 🤨