Sayısalcı faşizmi - 1


Sayısalcıların sözelcileri günlük hayatlarında hakir görmelerinin bu derece korkunç sonuçlar verebile. ceğini hiç kimse tahmin edemezdi… BEN DE BURSA PSIKOLOJI OKUYORUM PSİKİYATRİ Mİ? ARKADAŞIM FOY HAYIR PSIKOLOJI SÖZELLE GIRIYOSUN… HAW… 3000 pabal ·xps MUIS 97-0 Lee mi: Kantinlerde öğrenci evlerinde bir araya gelen sayısalcılar kısa sürede parti. leşme sürecine girer… Judule NAK Σ hma Argümanları da sağlamdır… Dünya bu zamana kadar sözelci yöneticiler tarafından yönetildi de ne oldu?Artık yönetimi gerçek zekaya, bilime teslim etmenin zamanı geldi… E Σ hele. }( (W NE BİNALARI YAPAN BIZ, KOMBİYI YAPAN BIZ… hele hele juer Spe emin Onların bu kendinden tavırları halktan kısa sürede karşılık bulur ve sayısalcı parti seçimle iktidara gelir. ADAMLAR SONUÇTA MÜVENDİS, DOKTOR KIZINI MÜVENDİSE VERİYORSUN DA OYUNU NIYE VERMİYOSUN… M D işi EHLINE VERMEK LAZIM.

Resimde, bir karikatür görülüyor. Karikatürde, bir tarafta psikoloji okuyan bir genç, diğer tarafta ise, muhtemelen onunla ilgili bir konu hakkında sıkıntılı ve düşünceli bir şekilde oturan, kalın bir adam var. Genç, "Ben de Bursa Psikoloji okuyorum arkadaşım" diye yazan bir balonla konuşuyor. Karşısındaki adam ise "Hayır, psikoloji sözelle giriyorsun..." diye yazan bir balonla karşılık veriyor. Karikatürde, sayısalcıların (matematik, fen ağırlıklı öğrenciler) sözelciler (dil, edebiyat ağırlıklı öğrenciler) tarafından günlük yaşamlarında nasıl hakir görülebileceğine ve bunun sonuçlarının ne kadar ciddi olabileceğine vurgu yapılıyor. Gencin psikoloji okuyor olması, psikolojik destek ihtiyacına işaret ediyor. Adamın ise, genç hakkında eleştirel ve muhtemelen olumsuz bir şekilde düşünüyor olması, ve "psikoloji sözelle mi giriliyor?" sorusu sözel yeteneğin psikoloji okuma yeterliliğine yeterli olmadığını ima ediyor. Bu, sözel ve sayısal zekâ arasındaki farkların önemini ve bazı kişilerin diğerlerini hakir görme eğilimlerini esprili bir şekilde ele alan bir karikatür. Genç, potansiyel olarak sözel yetenek eksikliği nedeniyle psikolojiye sözlü sınav yoluyla girme konusunda sıkıntı yaşadığını düşündüren bir mesajla alay ediliyor.

Resimde, bir kantin veya öğrenci yurt odasında toplanan öğrencilerin, kısa sürede bir partinin "leşe" dönüşme sürecine nasıl girdikleri karikatürize ediliyor. Karikatür, öğrenci topluluklarının, kısa bir zaman dilimi içinde bir araya gelip hızlı bir şekilde kalabalık ve karmaşa yaratan, ardından "leşe" yani düzensiz, kötü bir hal alan bir parti ortamına doğru hızla nasıl dönüştüğünü satirik bir şekilde gösteriyor. "Hızlı bir şekilde partileşme ve ardından kaos" durumu vurgulanıyor. Öğrenci hayatının geçici coşkusu ve ardından oluşan karmaşanın satirik ifadesi söz konusu. "Σ" sembolü olasılıkla bir toplam sembolü olarak kullanılmış ve bu "kalabalık" ve "karmaşa" duygusunu pekiştirmek için kullanılmış. Resmin üst kısmındaki formüller ise bu hızlı değişimin ve yoğunluğun bir "fiziksel" benzetmesini yapmaya çalışıyor.

Bu, karikatür tarzında çizilmiş bir siyasi mizah. Ortada bir kürsüde konuşan, otoriter bir ifadeyle ve biraz abartılı bir şekilde çizilmiş, koyu saçlı, koyu kıyafetli bir adam var. Adamın etrafında, kulakları ve ifadeleri farklı şekillerde çizilmiş, izleyici konumundaki kişiler var. Adamın kürsünün üzerindeki mikrofonu elinde tutması ve konuşma şekli, bir siyasi liderin veya ideolojinin sözüne vurgu yapıyor. Adamın konuşmasındaki "argümanları da sağlamdır..." ifadesi, tartışmalı bir iddianın altını çiziyor. Ardından, "Dünya bu zamana kadar sözelci yöneticiler tarafından yönetildi de ne oldu? Artık yönetimi zekaya, bilime teslim etmenin zamanı geldi..." diyerek, mevcut yöneticilerin yetersizliğine, bilginin ve zekanın ön plana alınması gerektiğine vurgu yapıyor. "Binaları yapan biz, kombiyi yapan biz..." ifadesi ise, karikatürün esprili yönüne işaret ediyor. Bu satır, mevcut yönetimin, halk tarafından yapılan işlerin görünüşte önemsiz gibi görünen pratik işlevlerine odaklanmadığını ve sadece sözlerle yetindiğini ileri sürerek, toplumsal hizmet ve pratik konulara bir gönderme yapıyor. Karikatürün mesajı, mevcut yöneticiler hakkında eleştirel bir bakış açısı içeriyor ve daha pratik, yetenekli ve zeki yöneticiler istediğini, sözlerin eylemlerin yerini tutmadığını ima ediyor. Sonuç olarak, karikatür, söylemden ziyade pratik eylemlerin önemini vurguluyor.

Bu, karikatür bir çizim. İki adam arasında geçen bir diyaloğu gösteriyor. Birinci adam, diğerine "Onların bu kendinden emin tavırları halktan kısa sürede karşılık bulur ve sayısalcı parti seçimle iktidara gelir" diye söylüyor. Ardından, bir balonla ikinci adam "Adamlar sonuçta müyen(mis?)dis, doktor kızını müyen(mis?)dize veriyor(sun) da oyunu niye vermiyorsun..." diye soruyor. İkinci adamın balonundaki cümle, bir şekilde iktidara gelenlerin, halkın beklentilerini karşılamaya çalışırken aldıkları kararlardan memnun kalmayabileceğini, bu yüzden de halkın oyunu almaya çalışmadığını, halktan uzaklaştığını ima ediyor. Genel olarak, karikatür siyasi bir durumdan, muhtemelen parti yönetimi ve kamuoyu tepkisinden bahsediyor ve halkın desteğini kaybetmekten endişe eden bir siyasi liderin durumunu karikatürize ediyor. Ayrıca, kişilerin aldıkları kararlardan dolayı halk tarafından destek görmediklerini, halkın desteğini kaybettiklerini vurguluyor.


Yorumlar

Henüz bişi yazılmamış