Resimde, dikenli tel örgünün arkasında, Yunanistan'da mülteci kampına yerleştirilen bir kişi, "Yanlış yere kaçıyorum" düşüncesiyle kampı terk ederek kaçmaya çalışıyor. Bu karikatür, mültecilerin zorluklarla karşılaştığını ve istenmeyen yerlere götürüldüklerini vurgulamaktadır. "Yanlış yere kaçıyorum" ifadesi, mültecilerin bulunduğu yerin aslında daha güvensiz veya olumsuz bir durum olduğunu ve kaçtıkları yerde daha iyi bir durum olmadığını ima etmektedir. Karikatür, mülteci durumunun karmaşıklığını ve acısını ironik bir dille ele almaktadır.
Resimde, Ege Denizi'nde, bir şişme botta kalabalık bir grup insan var. Bir kişi ise, denizde yüzer vaziyette. İnsanların çoğunluğu kurtarıldı, ama resmin altındaki yazıdan anlıyoruz ki, denizde yüzen kişi diğer insanlara da yardım etmek isterken üzüntülü bir şekilde onları kurtaramadığını ifade ediyor. Mizah, göçmen, mülteci ya da benzeri zor durumda olan insanların kurtarılma çabalarının temsili ve insanlık duygusunun vurgulanması üzerine kurulu. Resim, yardım etme arzusunun, yaşamın acımasız gerçekleri karşısında nasıl çaresiz kaldığına dikkat çekiyor.
Resimde, birbirine sarılmış iki kişinin çizimleri yer alıyor. Kadın, göreceli olarak genç ve daha sağlıklı görünürken, erkek karakterin başı tıraşlı ve yaşlı bir görünüme sahip. Kadın, erkeği sarıp sıkıca kucaklıyor. İki karakterin çevresinde, baloncuklar şeklinde konuşmalar var. Üstteki konuşma balonunda "Sonunda sıralama vardım. Çünkü insanın vatanı gibisi yoktu. Allah kimseyi vatansız bırakmasın." yazıyor. Bu, muhtemelen vatan hasretiyle ilgili bir ifade. Altta, "AY UMUT EKİLEN SAÇLARIN TUTMAMIŞ... BİR DAHA MI EKTİRSEK?" yazıyor. Bu, saç ektirme konusuyla ilgili umutsuzluğa işaret eden bir ifade ve belki de gülünç bir durum. Diğer konuşma balonunda ise "YAVRUCU- GUM İŞ ÇIKAR MA ŞIMDI DURDUK YERE" yazıyor. Bu bölüm, muhtemelen konunun daha da absürt bir yönüne işaret ediyor. Genel olarak, resim, saç ekimiyle ilgili, biraz da toplumsal veya kültürel bir göndermeyle, abartılı ve ironik bir şekilde komedi içeren bir durum anlatıyor. Karakterlerin ifadeleri, biraz da absürt ve gülünç bir şekilde, okuyucuyu "umutsuzluk" veya "sorunlar" konusunda düşündürüyor. Sıradan bir olayı, ağır ve absürt bir şekilde canlandırıyor.
Henüz bişi yazılmamış