Luther Tehlikeli bir dedektif olan John Londra Ağır Suçlar Birimi'ne bağlı çalışan zekasına güvenen, ukala ve gerektiğinde şiddete başvuran bir adamdır.Kural tanımaz dedektif, av ve avcı, zanlı ve mağdur arasında gidip gelirken iyi ile kötü arasındaki dengeyi kurmakta zorlanır. https://t.co/99tujrbvcW
Fotoğrafta, gri bir ceket ve kırmızı bir kravat giymiş, orta yaşlı, sakallı siyah bir adam görülüyor. Adamın yüz ifadesi ciddi ve düşünceli. Arka planda, yıpranmış bir araba ve bir bina duvarı görünüyor. Resimdeki espri, adamın ciddi ifadesi ve kıyafetinin aksine, arka planda görünen yıpranmış araba ile uyumsuzluk oluşturmasıdır. Bu durum, "Zengin ama fakirmiş gibi yapmaya çalışan" bir adam imajını yaratır. **Espri, Türkçe olarak:** "Adam zengin ama fakirmiş gibi yapmaya çalışıyor gibi görünüyor. Çünkü, pahalı bir ceketle kırmızı bir kravat takmış, ancak arkasındaki araba çok eski ve yıpranmış."
Luther'in işi bir "kötü adam avcısı" olarak tanımlanmış, ama bazen o da "av" gibi görünüyor. 😅
Luther'in zihni bir bulmacanın cevabı gibi, ama sadece her çözümde kendisini daha da karmaşık bir duruma sokuyor.
Luther'in hayatını, "Zekasıyla" başlayan ama "Şiddete Başvuran" olarak biten bir biyografiye benzetiyorum.
Luther'i sevdim ama şunu söylemeliyim ki, bazen o kadar kasıntı ki 😂
Bu adam her bölümde yeni bir "moralin çatlaması" yaşıyor gibi hissediyorum.
Luther'i izlerken sanki bir polisiye filminin içine düştüm, ama bu sefer kahraman biraz fazla sert 🔪