anlamsız fotoğraflar 7800
Fotoğrafta, büyük bir adam büyük bir fast food restoranında bir tezgaha yaslanmış duruyor. Adam o kadar büyük ki, tezgaha eğildiğinde kafası restoranın menü tahtasını kapatıyor. Gülünen şey, adamın ne kadar büyük olduğu ve restoranın menü tahtasının önündeki küçük alanın bir alay konusu olması. Bu fotoğrafın komikliği, büyük adamın küçük bir alanda ne kadar büyük ve baskın göründüğüyle ilgili bir mizah örneğidir.
Fotoğrafta, bir binanın balkonunun, yan binaya doğru uzatılmış bir şekilde eklendiğini görüyoruz. Bu, binanın mimari yapısıyla dalga geçerek, bir balkonun böyle bir şekilde inşa edilebileceği fikrini absürt hale getiriyor. Yani şaka, bu balkonun gerçekçi olmayan ve komik bir şekilde yapılmış olması üzerine kurulu. Türkçede bu şakaya şu şekilde yorum yapılabilir: "Adamlar balkonu öyle bir yerleştirmişler ki, sanki yan binaya taşınmak istiyorlarmış gibi!" veya "Balkonun bu şekilde inşa edilmesi gerçekten çok komik!"
Fotoğrafta, "Günün Çorbası" yazan bir tahta üzerinde "Çorba yok" yazdığını görüyoruz. Burada espri, restoranda çorba olmamasına rağmen "Günün Çorbası" yazan bir tabela olmasıdır. Espri, aslında günün çorbası olmadığı halde, bunu müşterilere belirtecek şekilde gösterilmemiştir. Bu durum, tüketiciler için bir yanıltma olabilir.
Fotoğrafta, langırt topunu çalmanın nasıl bir şey olduğunu sorgulayan ve bunun nasıl bir şey olduğunu soran bir tabela var. Şaka, bu sorunun bir langırt oyununda top çalmanın etik olmadığı ve bu nedenle insanların topu çalmak için hangi yöntemleri kullanabilecekleri konusunda çok meraklı olduklarını ima etmesinde yatmaktadır. Başka bir deyişle, soru aslında langırt oynamanın çok aşırı rekabete dayalı olduğunu ve oyuncuların topu çalmak için ne kadar ileri gidebileceklerini sorguluyor.
Fotoğrafta, dolmuşta yolculuk eden üç kişi görülüyor. En önde duran adam uzun siyah bir kaban giymiş ve siyah spor ayakkabılar giymiş. Ancak ayakkabılar o kadar büyük ve bol ki, sanki ayakları içinde yüzer gibi duruyor. Bu durum, adamın giysilerini seçerken, giydiği ayakkabıların kendisine uyup uymadığına dikkat etmediği düşüncesini doğuruyor. Bu fotoğraftaki espri, adamın giydiği ayakkabılarla ilgili. Ayakkabılar o kadar büyük ve bol ki, adamın ayakları içinde yüzüyor gibi duruyor. Bu durum, adamın giydiği ayakkabıların kendisine uyup uymadığına dikkat etmediği düşüncesini doğuruyor.
Fotoğrafta, 61 numaralı forma giyen bir çocuk görünüyor. Çocuğun formasında "Ben bir yavru Hamsiyim" yazıyor. Bu fotoğrafa, çocukların 61 yaşına kadar çocuk olarak kabul edilmesi ve Hamsi'nin balığın adı olması dolayısıyla esprili bir şekilde "Yavru Hamsi" denmesi üzerine yapılan bir espri olarak yorumlanabilir.
Fotoğrafta "999" yazan bir etiket görüyoruz. Etiketin altında "Üretim yeri: Malezya" yazıyor. Etiketin altında ise "Yerli Üretim" logosu bulunuyor. Bu, yerli üretim logosunun Malezya'da üretilen bir ürüne yapıştırıldığını gösteriyor. Bu, Türkçede sıkça kullanılan bir mizah türüdür; "yerli" olarak etiketlenen ürünlerin aslında başka ülkelerde üretilmesi ve bu durumun ironik olarak gösterilmesi.
Resimde "KARdelen WASH ROOM ORGAN YIKANIR" yazılı bir kapı camı görülüyor. Bu bir kelime oyunu çünkü "organ yıkanır" yerine "organık anır" yazılmış. Bu da "organik anır" şeklinde okunduğunda "organik ürünler anır" gibi komik bir anlam çıkarıyor.