anlamsız fotoğraflar 8390


HZ. MEV ÜYE OLMAYAN GİREMEZ Gel gel ne olursan ol yine gel, İster kafir, ister mecusi İster puta tapan ol yinede gel, Bizim dergahımız ümitsizlik dergahı değildir, Yüzkere tövbeni bozmuş olsanda yine gel…. HZAMEVLANA EY TANRI, POĞAÇACI EUGENIOS'A YARDIM ET. m 7 5 1 2 1 3 1 4 O Yatsı 18.32 18.18 18.43 18.12 18.31 18.33 18.22 17.49 17.51 GÜNÜN SÖZÜ “Çocuklarla bir araya. geldiğimizde, ‘Baba ne olur, peynirli yumurta yap’ derler. 3-4 peyniri karıştırarak çok iyi peynirli yumurta yaparım.” BAŞBAKAN AHMET DAVUTOĞLU UYAP'ta kişisel vorilor ongellendi KINET tto on Con Sta Brandon Long Brandon L İŞLETMEMİZE SİLAHLI MÜŞTERİ ALMIYORUZ EVINKY ODENE WESKEST nzit www 22 AK PARTI SIVAS Kadi Kollari 1 A C

Kaynak

Resimde, kumdan yapılmış kadın heykellerine yaslanmış bir adam oturuyor. Adam telefonla konuşuyor. Şaka, adamın "kumdan" kadın heykelleri ile çevrili olarak resmedilmesi ve bunun da onun "çok kadınla çevrili olduğunu" ima etmesidir. Resimde, kadınların sadece kumdan heykeller olduğu vurgulanıyor, ancak adamın bakış açısından, bu kadınların gerçek olduğu düşünülebilir. Bu durum da bir tür "aldatma" çağrışımı yapıyor.

Fotoğrafta, bir dükkanın girişinde "Üye Olmayan Giremez" yazan bir tabela ve duvarda Mevlana'ya ait bir söz var. Söz şöyle: "Gel gel ne olursan ol yine gel, ister kafir, ister mecusi, ister puta tapan ol yinede gel, bizim dergahımız ümitsizlik dergahı değildir, yüz kere tövbeni bozmuş olsanda yine gel..." Bu fotoğraftaki espri, dükkan sahibinin Mevlana'nın bu sözünü kullanarak müşterilerine aslında herkesi kabul ettiğini ima etmesidir. "Üye Olmayan Giremez" tabelasıyla, dükkanın sadece belirli kişilere açık olduğu izlenimi verilmeye çalışılırken, Mevlana'nın sözleriyle herkesin hoş geldin olduğu vurgulanmaktadır. Bu durum, hem dükkan sahibi için bir pazarlama taktiği hem de ziyaretçiler için ilginç bir gözlem konusu olmuştur.

Fotoğrafta bir taş havanda yapılmış "Ey Tanrı, poğaça Eugenios'a yardım et." yazan bir yazı var. Bu espri, Eugenios adlı birinin poğaçayı yapmak için Tanrı'dan yardım istemesini ima ediyor. Kaba bir espri olarak görülebilir, çünkü poğaçanın yapılması çok zor bir şey değil.

Fotoğrafta, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun "Çocuklarla bir araya geldiğimizizde, 'Baba ne olur, peynirli yumurta yap' derler. 3-4 peyniri karıştırarak çok iyi peynirli yumurta yaparım." sözü ile birlikte bir haber manşeti yer alıyor. Şaka, Başbakan'ın resmi bir ortamda, toplumda "Baba" olarak hitap edilmesine atıfta bulunuyor. Başbakan, sözlerinde çocuklarla samimi bir iletişim kurmaya çalışırken, "Baba" olarak anılma durumu espri konusu oluyor. Bu espri, Başbakanın kendisini gündelik hayattan farklı bir konumda konumlandırmak için yaptığı çabaların, gerçekte bir "baba" gibi günlük hayatın içinde yer aldığını gösteriyor.

Resimde bir mezuniyet albümünden iki kişinin resmi var. Erkek öğrencinin ismi Brandon Long. İmzasını atarken isimini birbirine bağlayarak yazmış, sanki "long" kelimesi, yani uzunluk, "Brandon" adının bir parçasıymış gibi. İmzanın komikliği buradan geliyor. Bu imza, "uzun" isminin bir parçası gibi görünmesi, "Brandon Long" adının uzunluğu ve "long" kelimesinin anlamı ile ilgili bir kelime oyunu.

Fotoğrafta, camlı bir kapıya "İşletmemize silahlı müşteri almıyoruz" yazan bir uyarı tabelası asılmış. Bu tabelanın hemen önünde iki adamın yansımaları görünüyor. Birinin elinde tabanca tuttuğu görülüyor. Bu fotoğraftaki espri, tabelanın içeriğine rağmen, adamların yansımasının silahlı olmasına dayanıyor. Tabelanın anlamına göre, silahlı müşteriler içeri alınmaması gerekirken, fotoğrafta tam tersine, silahlı bir kişi olduğu ima ediliyor. Bu çelişki komik bulunuyor.

Resimde yolun ortasına düşmüş bir köpeğin, kendini güneşin tadını çıkarmak için yarıkta dinlendiği görülüyor. Şaka, köpeğin kendini çok rahat hissetmesi ve yolun ortasında uyuduğunda bile rahatını bozmak istememesidir. Köpeğin rahatlığı ve yollarda uyuduğu için yolun ortasında olmak gibi umursamaz tavrı, insanların onu garipsemesine ve gülmesine neden olabilir.

Fotoğrafta kırılmış bir direk ve kırılan yerden çıkan yeşil bir çim var. Direk, çimlerin "kaçması"yla kırılmış gibi görünüyor. Bu fotoğraf, çimlerin direğe dayanamayıp kaçmaya çalışmasıyla ilgili esprili bir yorum olarak görülebilir. **Espri:** "Çimler direğe dayanamamış ve kaçmaya çalışmış."

Fotoğrafta bir parti standı var ve stantta "Kadın Kolları" yazıyor. Standın üzerinde "AK Parti" ve bir ampul figürü de yer alıyor. Burada yapılan espri, kadınların "ampul" olarak nitelendirilmesi ve onlara politikada "aydınlatıcı" rolü atfedilmesidir. Bu, kadınların siyasetteki etkinliklerine yönelik bir esprili ve ironik bir bakış açısıdır.

Fotoğrafta, bir arabanın kapısına, taç giyen bir kadının portresi yapıştırılmış. Kadının ağzı açık, ancak ağzından bir araba kapısının kolu çıkmış. Şaka, kadının araba kapısı kolunu ağzında tutuyor gibi görünmesinde. Bu şaka, "Kapı kolunu ağzında tutmak" anlamına gelen Türk atasözüne bir gönderme. Bu atasözü, bir şeyi çok fazla düşünmek veya bir konuda çok fazla telaşlanmak anlamına gelir.


Yorumlar

Henüz bişi yazılmamış