Bu kadarıda fazla diyebileceğimiz tesadüfler hakkındaki düşüncelerinizi oldukça merak ediyorum:) Keyifli okumalar 👋🏻




Kaynak

Fotoğraf, sıradan bir sokak görünümü gösteriyor. Metin, Rosie adlı genç bir kadının, üç aylık bir bebekken bir aileye evlatlık verildiğini ve daha sonra üç erkek kardeşinin olduğunu öğrendiğini ve onları aramaya başladığını anlatıyor. Kardeşlerinden Sid ve John'u kolayca bulan Rosie, ne kadar uğraşırsa uğraşsın diğer erkek kardeşi Chris'i bulamamıştır. Uzun uğraşlar sonucunda Rosie, Chris'in aslında bunca zamandır burnunun dibinde, onu evlat edinen ailenin evinin karşısındaki sokakta yaşadığını ve üstelik kardeş olduklarını bilmeden arkadaş olmuş olduklarını keşfetmiştir. Chris de Rosie'yi aramış ama bir türlü bulamamıştır. Bu hikaye, "Aradığım şey burnumun dibindeymiş!" deyişine benzer bir espriye dayanıyor. Rosie'nin, aradığı kişi Chris'in tüm zaman boyunca hemen yanında olduğunu ve bu keşfin son derece şaşırtıcı olduğunu anlatıyor.

Fotoğrafta, eski güreşçi Chris Benoit, karısı ve oğlu ile birlikte görülüyor. Benoit, 2007 yılında karısını ve oğlunu öldürdükten sonra intihar etmişti. Fotoğrafta, Benoit'un Wikipedia sayfasında yapılan bir değişiklik gösteriliyor. Bu değişiklikte Benoit'un kişisel problemler yaşadığı ve bu yüzden karısını öldürdüğü yazılmış. Bu, Benoit'un ailesini öldürdüğü bir gerçeği olsa da, olayın kendisiyle ilgili olmasından dolayı bu değişikliklerin daha da ürkütücü bir hale geldiğini gösteriyor. Bu resimdeki espri, Benoit'un karısını ve oğlunu öldürmesi olayına dayanıyor. Ancak, Wikipedia sayfasındaki bu değişiklik, olayın kendisiyle ilgili bir bilginin yazılmasından ziyade, olayın bir şekilde haklı çıkarılabilmesi için sanki Benoit'un bir mağdurmuş gibi gösterilmeye çalışıldığını ima ediyor.

Fotoğrafta kırmızı kıyafetli insanlar bir kilisede durmuş, sanki bir koro gibi. Alttaki yazı ise bu insanların bir patlamada nasıl mucizevi bir şekilde yaralanmadan kurtulduğunu anlatıyor. Şaka, insanların patlama sırasında kilisede olmaları ve hiç kimsenin yaralanmaması üzerine kurulu. Aslında, bu olayda kimsenin yaralanmaması muhtemelen patlamanın daha küçük bir patlama olması veya yanlış bir bilgiye dayalı olması nedeniyledir. Yine de şaka, ironik bir şekilde, patlamanın insanları "koruduğu" imajını kullanarak bir absürtlük yaratıyor.

Fotoğrafta iki farklı fotoğrafın yan yana konularak birleştirildiğini görüyoruz. Solda genç bir kadın, sağda ise "Jack Frost" yazan bir kartpostal üzerinde kartopu oynayan bir çocuk var. Resmin altındaki yazı ise hayatın sadece tesadüflerden oluşup oluşmadığı sorusunu soruyor. "Hayatın yalnızca tesadüflerden oluştuğuna mı inanıyorsunuz? Yoksa yaşanan her olay tıpkı bir yapboz parçası gibi aslında büyük resmi oluşturmaya mı çalışıyor? Bazen öyle şeyler oluyor ki, bunları yalnızca bir tesadüf olarak adlandıramamız mümkün değil. Okuduğunuz her maddede tesadüf denen şeyin varlığına inanmakta zorlanacağız bu olaylar hakkında düşüncelerinizi oldukça merak ediyorum. Haydi yana kaydırın." Bu görselin esprili tarafı, genç kadının çocukluğunda "Jack Frost" kartpostalı üzerindeki çocuk olduğunu ima etmesidir. Yani, hayattaki tesadüflerin, aslında daha büyük bir resmin parçası olduğunu ve her şeyin bir sebeple gerçekleştiğini düşündürerek, hem eğlenceli hem de düşündürücü bir mesaj veriyor.

Fotoğrafta, sol tarafta Violet Jessop adlı bir kadın hemşire olarak duruyor. Sağ tarafta ise büyük bir gemi, battığı anda görülebilen haliyle resmedilmiş. Fotoğraftaki espri, Violet Jessop'un, Batmaz denilen üç büyük geminin de batmasını yaşaması üzerine kurulu. Fotoğrafın altındaki açıklamada da Jessop'un bu üç gemiyle de yolculuk yaptığı ve hayatta kaldığı belirtiliyor. Bu ironik durum, "Batmaz" geminin batması ile Jessop'un üç farklı batık gemi deneyimi birleştirilerek komik bir şekilde aktarılmış.

Resimde, "Titanik'in Batması" filminin afişi ve gerçek Titanik gemisi görülüyor. Resmin altında yazan metin, 1861 doğumlu yazar Morgan Robertson'un "Tanrı bile batıramaz!" dediği ve Titanik'in hikayesini olay gerçekleşmeden 14 yıl önce kaleme aldığını anlatıyor. Yazarın kitabında, Titanik'e benzer bir geminin battığı ve geminin batarken orkestra çaldığı belirtiliyor. Bu da, Titanik'in batışının filmlerdeki gibi bir senaryo olduğunu, aslında gerçek olayların farklı olduğunu anlatıyor. Bu nedenle, "Tanrı bile batıramaz!" diyen yazarın kitabı, Titanik'in hikayesinin bir uyarı niteliğinde olduğunu da ima ediyor. Dolayısıyla, bu resimdeki espri, "Titanik'in Batması" filminin gerçeklere dayalı olduğunu düşünmemize rağmen, aslında yazarın bu hikayeyi daha önce yazmış olması ve Titanik'in batışının aslında bir senaryo olmasıdır.

Fotoğrafta Bruce Lee ve oğlu Brandon Lee görülüyor. Brandon Lee, babasının oynadığı "Ölüm Oyunu" filminin devam filminde oynadı ve gerçek bir silahla yanlışlıkla vurularak öldü. Fotoğrafta Bruce Lee ile Brandon Lee'nin çocukluğu yan yana gösteriliyor ve bu durum, "Ölüm Oyunu" filminde Brandon Lee'nin babası gibi öldüğüne dair bir mizah yaratıyor.

Fotoğrafta iki kadının fotoğrafı ve altına yazılmış bir metin var. Metin, 1817'de Mary Ashford adlı bir kadının cinayetle öldürülmesi ve cinayetinin 157 yıl sonra benzer bir cinayetle tekrarlanmasıyla ilgili. Metin, ikinci cinayetin failinin, ilk cinayet zanlısı olan ve delil yetersizliğinden serbest bırakılan Abraham Thornton'ın torunu olan Micheal Ian Thornton olduğuna dikkat çekiyor. Bu, "tarih tekerrürden ibarettir" atasözüyle ilgili bir şakaya benziyor. Fotoğraf, iki kadınının yüzlerinin aynı olduğuna dair bir ipucu veriyor ve bu da metinde anlatılan iki cinayet arasındaki benzerliği vurguluyor. Şaka, iki cinayet arasında geçen 157 yılın farkını ve aynı ailenin ikinci cinayette yer almasıyla ilgili ironik bir bakış açısı sunuyor. Bu, okuyucuları hem eğlendirmeyi hem de düşünmeye teşvik eden bir mizah örneğidir.

Resimde iki adam var, her ikisi de 1935'te Hoover Barajı'nın inşaatı sırasında hayatını kaybeden J.G. Tierney ve oğlu Patrick Tierney. İronik olan, bu iki adamın aynı gün aynı sebepten öldüğünün yazması. Ancak, bunun bir şaka olduğuna dair bir ipucu yok. Fotoğrafta ki yazının altına bakıldığında Guldum.net yazdığı görülüyor. Bu da fotoğrafın aslında bir şaka olduğunu ve iki kişinin aynı gün aynı şekilde öldüğünün yanlış olduğunu gösteriyor.


Yorumlar

Henüz bişi yazılmamış