18 Yıl Boyunca Havaalanında Yaşayan Adamın Filmlere Konu Olan İnanılmaz Öyküsünü sizler için derlemeye çalıştım.Detaylar için yana kaydırın. Daha fazla hikaye,bilgi ve haber için bizi takip edip beğenmeyi unutmayın; @sizbilindiye
Fotoğrafta, havalimanında bir masada oturan sigara içen bir adam var. Adam, hasta olduğu için havalimanından zorla çıkmış. 1988 yılından beri havalimanından çıkamamış. Ancak, artık sağlıklı ve havalimanından çıkabilmesi için gerekli belgeler verilmiş. Bu fotoğrafla yapılan espri, adamın yıllarca havalimanından çıkmak isteyip çıkamadığı, ancak artık sağlıklı olmasına rağmen havalimanından zorla çıkmış gibi gösterilmesi. Bu durum, havalimanında bir hapishanede gibi yaşamak zorunda kaldığı ve havalimanından çıkamadığı anlamına geliyor.
Fotoğrafta, bir havalimanında bekleme alanında oturan Naser adında bir adam görünüyor. Adam, orada kalmaktan oldukça mutlu ve gitmek istemiyor gibi görünüyor. Bu mizahın temel sebebi, Naser'in havalimanında çok uzun süre kalmış olması ve orada yaşamaya başlamış olmasıdır. Bu durum, "havalimanında yaşamak" tabirini kullanarak mizah yaratıyor. Fotoğrafta, Naser'in havalimanında yemek yiyen, tuvalet kullanan ve çevresindekileri izleyen bir adam olarak tasvir edilmesi, onun bu alanda kendine bir yaşam alanı oluşturduğunu ima ediyor. Bu, durumun absürtlüğünü ve komikliğini ortaya koyuyor.
Fotoğrafta, havalimanı içerisinde bir masa ve sandalyeye oturmuş, sigara içen bir adam ve çevresinde bulunan diğer insanlar görünüyor. Adamın bir şeyler düşünür gibi bir ifadeye sahip olduğu ve düşünceli bir tavırda olduğu anlaşılıyor. Fıkra, havalimanında yıllarca bekleyerek dışarı çıkamayan bir kişinin hikayesini anlatıyor. Adam, havalimanında çok uzun süre kaldığı için dışarı çıkmak ve temiz hava almak istediğini, ancak bunu yapamadığını fark ediyor. Bu durum, Fransız sınırları içerisinde kalmasının zorunlu olmasından kaynaklanıyor. Adamın durumunu çözmeye çalışan avukat, Adam'ın dışarı çıkmak için mücadele ettiğini ve özgürlüğüne kavuşmak için elinden gelenin en iyisini yaptığını belirtiyor. Fıkra, havalimanlarında geçirilen uzun sürelerin ve sınırların getirdiği zorlukların ironik bir şekilde anlatımıyla gülümsetiyor.
Fotoğrafta, bir havaalanında oturan ve pipo içen bir adam görüyoruz. Adamın arkasında bir yazı var, bu yazı "Eğer Belçika bu belgeleri sorunsuz bir şekilde gönderirse Nasseri Fransa'da kalabilecekti. Ama gel gelelim olayın en tuhaf kısmı da şu oldu, Nasseri kendisine gönderilen ve tamamıyla gerçek olan belgeleri aldıktan sonra nedense belgelerin sahte olduğunu düşündüğü için evrak işlerini reddetti ve havaalanında kalmaya devam etmeye karar verdi. İşte bu yüzden de havalanı çalışanları Nasseri'nin yıllarca havaalanında kala kala delirdiğini düşünüyorlardı." şeklinde. Bu fotoğraf, Nasseri adlı bir adamın, gerçek belgelerin sahte olduğunu düşünerek havaalanında yıllarca kalmaya karar vermesi ve çalışanların onu delirdiğini düşünmesi üzerine kurulu bir espriyi anlatıyor.
Fotoğrafta, bir adamın havalimanı içinde bir masada oturduğu görülüyor. Adam, ağzında pipo ile düşünceli bir şekilde oturuyor ve havalimanındaki durumu hakkında düşünüyordu. Bu fotoğrafın altında yazan yazı ise "Havaalanları 'uluslararası alan' olarak kabul edildiği için herhangi bir ülke sınırı olarak tanımlanmaz. Bu yüzden havalanında yaşamak veya orada bulunabilmek için herhangi bir belgeye ihtiyacınız yok. Nassieri, tek bir kelime bile Fransızca bilmiyordu ve havalanında resmen mahsur kaldı. 1 gün 2 gün geçti derken ufak tefek işler yaparak havalanında geçimini sağlamaya çalışıyordu." şeklindedir. Bu fotoğraftaki espri, Nassieri'nin havalimanında yaşamak için hiçbir belgeye ihtiyaç duymadan, Fransızca bilmemesine rağmen, "uluslararası alan" olmasından yararlanarak orada yaşayabilmesi üzerine kurulu. Nassieri'nin havalimanında kaldığını ve geçimini sağlamaya çalıştığını, Fransızca bilmemesine rağmen, havalimanının bir ülke sınırı olmadığı için herhangi bir belgeye ihtiyaç duymaması, durumu ironik ve komik kılıyor.
Fotoğrafta bir havaalanında oturan bir adamın resmi var. Adam elinde bir pipo ile düşünüyor. Altta ise yazan yazı, adamın uzun süredir uğraştığı bir vaka ile alakalı ve sonunda çözüme kavuştuğunu anlatıyor. Adamın bu kadar uzun süre uğraşması, bu yüzden de havaalanında düşünceli bir şekilde oturuyor olması espri konusu yapılmış. Espri, adamın vaka çözümünü beklemekten yorulup havaalanında oturarak düşünmesi ve hala çözüme ulaşamamış olması üzerine kurulu.
Fotoğrafta Tom Hanks'in "The Terminal" filminde canlandırdığı, havalimanında 18 yıl yaşayan bir adamı canlandıran Mehran Karimi Nasseri görüyoruz. Fotoğrafın altındaki yazıda, Nasseri'nin havalimanında 18 yıl boyunca yaşadığı hayatının "The Terminal" filminin konusu olduğu ve bu film sayesinde ABD'de yaşama izni alıp vatandaşlık kazandığı belirtilerek filmde geçen hikayenin gerçek hayatta yaşanan bir olaydan esinlenildiği vurgulanmış. Ancak, bu hikayenin gerçek hayatta yaşanan bir olaydan esinlenildiği yanlıştır. "The Terminal" filminin konusu kurgusal olup, Nasseri'nin hikayesiyle ilgisi yoktur.
Fotoğrafta, İran Şahı'na karşı yapılan protestoya katılan ve bu yüzden İran'dan sınır dışı edilen, İranlı muhalif Mehran Karimi Nasseri görüyoruz. Resimdeki espri, Nasseri'nin "sınır dışı edilmiş" olarak, sanki memleketinden kovulmuş ve üzgünmüş gibi, bir havaalanında oturuyor, ve bir sehpaya yaslanmış vaziyette gösterilmesinde yatıyor. Halbuki Nasseri, hayatının yıllarını havaalanlarında geçirmiş ve "sınır dışı edilmiş" bir insan değil, "havaalanı insanı" olarak bilinir. Dolayısıyla resim, Nasseri'nin yaşam hikayesini ve "sınır dışı edilmiş" ifadesinin gerçek anlamını ironik bir şekilde yansıtıyor.
Fotoğrafta bir havaalanında oturan, elinde pipoyla düşünceli bir şekilde oturan bir adam var. Alttaki yazıda adamın yaşadığı durumu anlatarak yardım istediği ve Avrupa'da kendisine siyasi sığınma hakkı verecek bir ülke aradığı, sürgün edildiği için mülteci konumunda olduğu ve Avrupa ülkelerinde vatandaşlık alması gerektiği ve okul yıllarını İngiltere'de geçirdiği için İngiliz vatandaşlığı almaya ve orada yaşamaya karar verdiği yazıyor. Şaka, adamın pipoyu ağzında tuttuğu şekil ve düşünceli bakışı nedeniyle Avrupa'ya sığınma gerekçesinin sadece sigara içmek olduğu gibi bir izlenim yaratmasıdır. Bu, adamın durumu ciddi bir şekilde ele almaması ve bir espri konusu haline getirmesiyle ironik bir şekilde gösteriliyor.
Fotoğrafta Charles de Gaulle Havaalanında oturan ve bir pipa içen bir adam görüyoruz. Adam, Fransa'dan İngiltere'ye gitmek istiyor ancak pasaportu olmadığı için ülkeden çıkamıyor. Fıkra, Fransız vatandaşı olan Charles de Gaulle'ün pasaportu olmadığı için Fransa'dan çıkamayacak olması üzerine kurulu. Bu, Charles de Gaulle'ün Fransız Cumhuriyeti'nin kurucularından ve Fransa'nın en önemli liderlerinden biri olması ve her zaman pasaport taşıması gerektiği düşünülmesi nedeniyle komik bir durum.