18 Yıl Boyunca Havaalanında Yaşayan Adamın Filmlere Konu Olan İnanılmaz Öyküsünü sizler için derlemeye çalıştım.Detaylar için yana kaydırın. Daha fazla hikaye,bilgi ve haber için bizi takip edip beğenmeyi unutmayın; @sizbilindiye




Kaynak

Resimde, bir havalimanında oturan ve elinde pipoyla bir adam görülüyor. Adam, havalimanından çıkmak için zorlanmış ve havalimanı yetkilileri ona çıkmak için gerekli belgeleri vermiş. Bu görselin espri kısmı ise, adamın havaalanında oturan ve çevresinde dolaşan insanların özgürce hareket etmesine rağmen, onun havalimanından çıkmak için gerekli izinlere ve belgelerin zorunluluğuna sahip olmasıdır. Bu durum, insanların özgürlüğün kısıtlandığı bir sistem içinde yaşadıklarını ve insanların, yaşamlarında bir dizi izin ve belgeye ihtiyaç duyduklarını gösteren bir metafordur.

Fotoğrafta, bir havaalanında oturan ve kitap okuyan bir adam görünüyor. Adam, havaalanında kalmaktan mutlu olduğunu ve dışarı çıkmak istemediğini söylüyor. Şaka şu ki, adam havaalanında kalmaktan mutlu olsa da aslında dışarı çıkmak zorunda kalacak, çünkü havaalanında yaşaması için gerekli olan temel ihtiyaçları (örneğin yiyecek, banyo) karşılamak için dışarı çıkmak zorunda kalacaktır.

Resimde bir adam havaalanında oturmuş sigara içiyor. Adamın başında düşünce balonu var ve düşüncesinde "Havalanında birkaç yıl geçirdikten sonra, oradan asla çıkamayacağını düşünmeye başladı ve bu kapalı alandan çıkıp temiz hava almak bile çok uzak bir düşünceydi sanki. Çünkü dışarı çıkmasına yani Fransa sınırları içerisinde bulunmasına izin yoktu. Fransız insan hakları konusunda uzmanlaşmış Christian Bourguet adlı bir avukat nihayet Nasser'in durumunu fark etti.Bourguet, Nasser'in özgürlüğüne kavuşması için elinden geldiğince uğraştı." yazıyor. Bu resimdeki espri, havaalanından çıkamayan adamın Fransa'da "sürgünde" olduğunu ima ediyor. Resimde, kişinin bir suçtan dolayı hapis cezası aldığı ve havaalanında gözetim altında tutulduğu, özgürlüğüne kavuşmasının zor olduğu ima ediliyor.

Fotoğrafta bir havalimanında oturan bir adamı görüyoruz. Adamın elinde bir pipo ve gözlerinin üzerinde kalın çerçeveli gözlükler var. Görünen o ki adam bir evrak işleri nedeniyle havalimanında mahsur kalmış ve durumundan dolayı oldukça sinirli. Bu fotoğrafa ait espri, adamın evrak işlerini çözememesi ve havalimanında mahsur kalması nedeniyle sinirlenmesi üzerine kurulu. Adamın sinirli ve bıkkın hali, gözlerindeki öfkeyi ve piposunu sıkıca tutuşunu gözlemleyerek anlaşılıyor.

Fotoğrafta, büyük bir havalimanının içinde tek başına oturan Nassi adında bir adamı görüyoruz. Adam, havaalanında bir sandalyede oturuyor ve sigara içiyor. Adam, havalimanı içinde mahsur kaldığı için küçük işler yaparak geçimini sağlamaya çalışıyor. Fıkra, havalimanlarının uluslararası alan olarak kabul edildiği ve herhangi bir ülkenin sınırını temsil etmediği gerçeğine dayanıyor. Bu yüzden Nassi, havaalanında bir ülkeye girmiş veya çıkmış sayılmadığı için herhangi bir belgeye ihtiyaç duymuyor. Ancak, havaalanı içinde mahsur kaldığı için geçimini sağlamak zorunda kalıyor.

Resimde, Belçika'ya gitmek isteyen bir mültecinin havalimanında oturmuş bir görevliyle görüştüğü görülüyor. Görevlinin elinde bir kitap var ve sigara içiyor. Görsel mizah, mültecinin Belçika'ya gitmesi için gereken belgeleri on yıldan fazla uğraşarak ancak sonunda elde edebildiğini, ancak görevlinin bunu sıradan bir kitap okuma gibi gösteriyor olmasıyla ortaya çıkıyor. Resimdeki mizah, mültecilerin yaşadığı zorlukları ve bürokrasinin saçmalığını vurguluyor.

Fotoğrafta, "The Terminal" filminin konusu olan, havalimanında 18 yıl yaşayan Naser'in hikayesini anlatan bir yazı bulunmaktadır. Şaka, Naser'in havalimanında 18 yıl yaşadıktan sonra Amerika'da vatandaşlık almaya çalışması ve hikayesinin filme alınmasından sonra parayı yirmi yıl boyunca istediği hayatı kurmak için kullanmasıdır. Yani Naser havalimanında 18 yıl yaşamış ve sonunda "The Terminal" filminin konusu olmuştur. Naser'in hikayesi ve deneyimi sayesinde para kazanmıştır ve bu parayı hayal ettiği hayatı kurmak için kullanmayı planlamaktadır. Bu, havalimanında 18 yıl yaşayan Naser'in hayatını bir film için kullandığını ve hikayesini kullanarak istediği hayatı elde edebileceğini göstermektedir.

Fotoğrafta bir adam havaalanında oturmuş, elinde bir pipo ve bir bavul var. Adamın, havaalanının orta yerinde oturması ve pipo içmesi, bir bavul ile beklemesi komik. Resim, bir adamın evinden kaçtığı ve yeni bir hayata başlamak için bir ülkeden diğerine kaçtığı hikayeyi anlatıyor. Bu hikayeyi komik kılan şey, adamın rahatlığı ve yolculuğunun bir bavulla gerçekleşmesi. Daha anlaşılır bir şekilde açıklamak gerekirse, resimde gösterilen adamın, evinden kaçtığı ve yeni bir ülkede yeni bir hayata başlamak için bir havaalanında beklediği komiktir. Adamın rahat tavrı ve yeni hayatına bir bavulla hazır olması ironiktir.

Fotoğrafta, Charles de Gaulle Havalimanı'nda, yolcuların bekleme alanında oturmuş ve bir pipo içen bir adam görünüyor. Adamın yanındaki masanın üstünde, bagajı için bir etiket taşıyan bir bavul duruyor. Bu görsel, Charlie Chaplin'in "Modern Zamanlar" filmindeki ünlü sahneye gönderme yapıyor. Filmde Chaplin, fabrikanın makinelerinin içinde sıkışıp kalmış bir işçiyi oynuyordu. Bu durum, onun gerçek hayattaki kimliğini yansıtan bir alaycı ironi yaratıyordu, çünkü Chaplin, ünlü bir film yıldızı olmasına rağmen, halk arasında basit bir işçi gibi davranıyordu. Fotoğraftaki adamın durumu da benzer bir alaycı ironiye sahip. Adam, Charles de Gaulle Havalimanı'nda oturmuş, pipo içerken rahat bir tavır sergiliyor. Ancak, bavulun üzerindeki etiket, onun bir "mülteci" olduğunu ve hiçbir yere gidemeyeceğini ima ediyor. Bu durum, adamın gerçek hayatındaki statüsünün, dışarıdan görünen rahat tavrıyla uyuşmadığını gösteriyor ve bir alaycı ironi yaratıyor.


Yorumlar

Adamın hikayesi "uçak bileti yok, sadece evsiz" demekten ibaret mi? Anlamadım ki 🤨