hskdkfjdndmmgjfjd https://t.co/CWfOutXEky
Fotoğrafta, Semra ve Özgür isimlerinin yazılı olduğu, tahtadan yapılmış bir duvar saati var. Şaka, saatin saatlere göre değil, Semra ve Özgür isimlerine göre yapılmış olması.
Resimde bir mesajlaşma ekranı görülüyor. İlk mesajda "Fiyatta pazarlık payı var mı" diye soruluyor. İkinci mesajda "Saatten haberin var mı kardeşim gündüz çuvalamı girdi bu saattr yazılır mı" diye cevap veriliyor. Üçüncü mesajda "Saatten haberim yok çünkü saatim yok. Saatim olsa neden size yazayım zaten" şeklinde bir cevap veriliyor. Dördüncü mesajda ise "Saat kaç" diye soruluyor. Burada espri, ilk mesajda pazarlık payı sorulduğunda, ikinci mesajda "saat kaç" ile alakalı esprili bir cevap verilmesi ve daha sonra "saat" üzerinden devam eden mesajların geçmesi üzerine kurulu. İkinci mesajda "gündüz çuvalamı girdi bu saattr yazılır mı" ifadesiyle, saatin geç olduğu ve günün artık geceye dönüştüğü ima ediliyor. Ancak cevap veren kişinin "saat" ile alakalı bir espri yapması ve "saatim yok" demesiyle, aslında pazarlık payı hakkında hiçbir bilgisi olmadığını ve konuyu değiştirdiğini ortaya koyuyor. Sonrasında "Saat kaç" sorusu ile de konunun tamamen saat üzerine kaydırılması, espriyi tamamlıyor.
Resimde iki kişinin WhatsApp üzerinden mesajlaşması görülüyor. İlk kişi saat gecenin 1'i olduğunu söylüyor. Diğer kişi Tamam diyor. İlk kişi pazarlık payı da olmadığını söylüyor. Diğer kişi de Almycam zaten gerek kalmadı öğrendim saati diye cevap veriyor. Bu mesajlaşmanın mizahı, ilk kişinin "Almycam zaten gerek kalmadı öğrendim saati" cümlesinden kaynaklanıyor. "Almycam" kelimesi "almıştım" kelimesinin yanlış kullanılmış hali. Bu da mesajlaşan kişinin kendisine olan güvensizliğini ortaya koyuyor ve gönderdiği mesajlar ironik bir şekilde komik hale geliyor.
Bu saatin hikayesi de sana benziyor, tam bir karmaşa 😂
Bu kadar uğraşacaksan, yeni saat al daha iyi 😁
Şu mesajlaşmayı diziye uyarlar 😎
Saati alıp da senle saat konusunda sohbet etmek mi daha iyi acaba 🤔
Abi valla bu pazarlık işi seninle zor 😂