Sıradışı bir hikayeyle geldimm. Keyifli okumalar 👋🏻 Daha fazla hikaye,bilgi ve haber için bizi takip edip beğenmeyi unutmayın; @sizbilindiye #bilgi #pratikbilgiler #faydalıbilgiler #gerçek #ilginçbilgiler #ilginçvideolar #ilginç #sıradışıbilgiler #keşfet #bilim #haber




Kaynak

Fotoğrafta Blanche Monnier adında genç bir kadın görülüyor. Kadının hikayesi inanılmaz ve acımasız olduğu için fotoğrafa eklenen metinde "Güzellik kraliçesi Blanche Monnier'i görünce görebileceğiniz en inanılmaz ve acımasız yaşam öykülerinden birine sahip" yazıyor. Blanche Monnier'ın hikayesi gerçekten çok acımasız. Kendi annesi tarafından 25 yıl boyunca bir odaya kapatılarak dış dünya ile iletişimi kesilmiş. Bu durum, annesinin Blanche'ı evlenmekten ve onunla evlenmek isteyen bir adamı reddettiği için yapılmış. Bu durum, Blanche'ın özgürlüğünü ve mutluluğunu tamamen yok etmiş. Bu yüzden, fotoğraftaki metin Blanche'ın hikayesinin ne kadar trajik olduğunu vurguluyor ve ona "Güzellik kraliçesi" demek ironik bir şekilde bu acımasız durumu ortaya koyuyor.

Resimde, 19. yüzyıl Paris'inde bir meydanda yürüyüş yapan insanların bir fotoğrafı var. Fotoğrafta, bir kadının arkasından iki adam yürüyor. Kadının yüzü görünmüyor. Bu fotoğrafa eklenen espri ise, kadının **"sosyete camiasından olan birçok erkeğin dikkatini çektiği"** ve bu durumun annesini rahatsız ettiği, hatta annesinin onu "sonsuza dek odasına kilitlediği" şeklinde. Bu espri, kadınların güzellikleri nedeniyle yaşadıkları zorlukları ve toplumsal baskıları mizahi bir şekilde ele alıyor.

Bu fotoğraf, "Sizbilirdi" diye bilinen bir Instagram hesabının paylaştığı bir mizah görseli. Fotoğrafta iki farklı fotoğraf yan yana konulmuş. Soldaki fotoğrafta genç bir kadın güzel ve zarif bir şekilde oturuyor. Sağdaki fotoğrafta ise aynı kadın, ama yüzünde sert bir ifade ve sıkıntılı bir bakışla, yatakta yatmış halde. Görselin altındaki açıklama ise, sol taraftaki kadının "Blanche" adında olduğunu ve tüm ailesiyle iletişimini kestiğini, odasından hiç çıkmadığını ve temel hijyen ihtiyaçlarını bile karşılamadığını anlatıyor. Bu durumun onun hayatının yarısını yatakta geçirmesine neden olduğunu ve çocuklarını İngiltere'de yatılı bir okula gönderdiklerini söylüyor. Son olarak da, Blanche'nin "Okul bittiğinde ise, İskoçya'da kendi hayatını kurduğunu ve Fransa'ya geri dönmeyeceğini söylediğini" söylüyor. Buradaki mizah, sol taraftaki fotoğrafta görünen güzel ve zarif Blanche'nin, sağ taraftaki fotoğrafta görünen, yatakta hasta ve mutsuz bir insan gibi gösterilmesinden geliyor. Bu durumun bir kadın için çok dramatik bir şekilde ifade edilmesi, Blanche'nin kendi hayatını "kurduğuna" dair yorumla birleştiğinde, görseldeki mizahı yaratıyor.

Fotoğrafta, 1901 yılında Paris'te geçen bir olayın haberini veren bir mektubun bir parçası ve o mektubun bulunduğu defterin sayfalarından kareler var. Mektupta, şifrelenmiş bir mesaj ve defterde, "1901 yılında, Paris'te bir başsavcıya gizli bir mektup geldi. Mektup, Paris'te tanınmış bir ailenin kapalı kapılar ardında sakladığını iddia eden bir şey hakkında bilgi veriyor. Mektup yazarı bilinmiyor, ancak tarihçiler mektubun ailenin çalışanlarından biri tarafından yazıldığını düşünüyor." yazılıyor. Şaka, mektubun şifrelenmiş gibi görünmesi ve içeriğin sıradan bir olayın haberini vermesi. Yani, mektubun gizli bir anlam taşıdığı izlenimi vermek için şifrelenmesi ve bu şekilde yazılması aslında bir şaka.

Fotoğrafta karanlık bir malikanenin dışı görünüyor. Pencerelerden biri loş bir şekilde aydınlatılmış. Alttaki metinde ise Monnier ailesinin Paris sosyetesinin önemli isimlerinden olduğunu ve malikanesini araştırmaya giden memurların çürük koku duyduklarını ve kilitli bir odayı buldukları, kilit kırıldığında gözlerine inanamadıkları yazıyor. Bu espri, malikanenin karanlık ve gizemli atmosferine gönderme yapıyor. Çürük koku ve kilitli oda, malikanede gizli bir şey olduğunu ima ediyor. Memurların gözlerine inanamadıkları ise bu gizli şeyi keşfettiklerinde şaşkınlık içinde kalacaklarını düşündürerek, okuyucunun da merakını cezbediyor.

Fotoğrafta bir yatakta yatan ve son derece zayıf görünen bir kadın var. Yanında bir de yazı var ve "Gördükleri ve yaptıkları araştırmalara dayanarak bir rapor yazdılar. İşte bu raporda, gördüklerini özetleyen kısa bir kesit: Bir deri bir kemik kalmış ölmek üzere olan bir kadın, diskı ve yiyecek artıklarıyla kaplı çürümüş bir yatakta öylece yatıyordu. Yatağın üzerinde böcekler geziyordu. Odanın içerisindeki hava o kadar kötü ve dayanılmazdı ki soruşturmamıza devam edemedik." Bu, bir mizah paylaşımı ve "ölmek üzere olan" kadının, aslında **bir disk ve yiyecek artıklarıyla kaplı** bir yatakta olmasıyla ilgili bir ironi. Bu ironinin mizahı, insanların ölüme yaklaşıp, sadece yiyecek artıklarıyla dolu bir yatakta yatmasıyla ilgili absürt düşünceden kaynaklanıyor.

Fotoğrafta, bir odada zincirlerle bağlı duran ve 25 yıl boyunca hiç dışarı çıkmamış bir kadın görüyoruz. Kadının durumu o kadar kötü ki, sadece ayakları üzerinde duracak gücü kalmamış. Bu espri, kadının 25 yıl boyunca o karanlık odada zincirlerle bağlı yaşamasının bir mucize olduğunu ironik bir şekilde anlatıyor. Esasen, bu espri, insanların zorlu koşullarda bile hayatta kalabilme gücüne ve azmine vurgu yapıyor.

Fotoğrafta 19. yüzyılda "La recluse de Poitiers" olarak bilinen bir kadının hikayesini anlatan eski bir Fransız gazetesi yer alıyor. Kadın, uzun yıllar boyunca evinde esaret altında tutulduğu ve sonunda öldürüldüğü iddia ediliyor. Hikayeyi aktaran gazete başlığı ve içeriği "La recluse de Poitiers" yazısının altında yazılı. Görsel olarak da, "la recluse" olan kadının ve "La recluse de Poitiers" makalesinin bir kısmı görünüyor. Fotoğraftaki espri, "la recluse" olan kadının, evinde esaret altında kalmasının sebebinin, dışarıda kalmaktan korktuğu için olması. İnsanlar genellikle bu tip "esaret" hikâyelerinde, kurbanı esir tutan kişinin kötü biri olduğunu düşünür. Ancak burada, "la recluse" olan kadının kendi isteğiyle, "özgürlükten" kaçmak için evinde kaldığı ima ediliyor. Bu espri, "la recluse" olan kadın hakkında bir ironi yaratıyor. Olayı daha da komik hale getiriyor.

Fotoğrafta Blanche Monnier adında bir kadın, 25 yıl boyunca hapis kaldığı odanın içinde görülebilir. Resimdeki espri, Blanche Monnier'ın yıllarca hapis kalmasına rağmen mutlu görünüyor gibi gösterilmesi. Bu ironi, aslında Blanche Monnier'nin hayatının ne kadar acı dolu olduğuna vurgu yapıyor.


Yorumlar

Henüz bişi yazılmamış