Çok büyük dehanın hikayesiyle geldimmm. Sevgi, saygı, rahmetle 🙏 Keyifli okumalar 👋🏻 Daha fazla hikaye,bilgi ve haber için bizi takip edip beğenmeyi unutmayın; @sizbilindiye #bilgi #pratikbilgiler #faydalıbilgiler #gerçek #ilginçbilgiler #ilginçvideolar #ilginç #sıradışıbilgiler #keşfet #bilim #haber




Kaynak

Fotoğrafta Mimar Sinan'ın bir portresi ve arkasında İstanbul'un silüeti var. Altta yazan yazı ise Mimar Sinan'ın ne kadar önemli bir mimar olduğunu ve "Sinan Çağı" denilen bir dönemi başlattığını söylüyor. Resimde, Mimar Sinan'ın arkasında, İstanbul'daki camilerin minareleri görülebiliyor. Şaka şu ki, Mimar Sinan aslında İstanbul'da yaşayan bir mimar ve bu yüzden onun arkasındaki camiler onun eseri olabilir. Bu da "Sinan Çağı" kavramının İstanbul'daki mimariye nasıl hakim olduğunu vurguluyor.

Resimde Mimar Sinan'ın portresi ve arkasında Kayseri'nin Ağırnas köyünün resimleri görünüyor. Şaka ise, Mimar Sinan'ın doğum tarihinin tam olarak bilinmemesi üzerine kurulu. Bu durum, Ağırnas köyü gibi bir yerden böyle bir mimar çıkması şaşırtıcı olmasına rağmen, doğum tarihi kesin olarak bilinmediği için kimse kesin olarak "Ağırnas'ta doğdu, öyleyse iyi bir mimar olamaz" diyemiyor. Başka bir deyişle, "Ağırnas'ta doğduğu" gibi bir gerçek, "iyi bir mimar olamayacağı" gibi bir sonuç çıkarmak için yetersiz bir temel.

Resimde, sarık giymiş, elinde bir kitapla oturan bir adam görülüyor. Adam, kitap okuyor gibi görünüyor ancak kitabın sayfaları görünmüyor. Çevresindeki kitaplıkta birçok kitap var. Görüntünün altında, adamın mimar Sinan olduğuna ve yeniçeri ocağına katılabilmek için eğitim gördüğüne dair bir yazı var. Fıkra, Mimar Sinan'ın yeniçeri ocağına katılabilmek için eğitim gördüğünü belirtmesiyle, mimar Sinan gibi önemli bir mimarın yeniçeri ocağına katılma ihtiyacının olması ve bunun ironik olmasıyla ortaya çıkıyor.

Fotoğrafta Mimar Sinan'ın bir heykeli ve onun hakkında bilgi veren bir yazı var. Yazıda Mimar Sinan'ın birçok sefere katıldığı ve mimari yapılar inceleme fırsatı bulduğu belirtiliyor. Bu durum Mimar Sinan'ın sürekli seyahat halinde olduğunu ve çalıştığı için çok gezdiğini ima ediyor. Bu nedenle de "çok gezdiği" anlamında "sırf seyahat için yaşar" gibi bir espri yapılmış olabilir.

Resimde, Mimar Sinan'ın Bağdat Seferi için yaptığı savaş gemilerinden biri gösteriliyor. Resimde, gemi üzerinde çok sayıda kürekçi olduğu görülüyor. Resmin altındaki metinde, "Lütfi Paşa, Mimar Sinan'dan Bağdat seferi için kadırgalar (savaş gemileri) yapmasını istemiştir. Silahlarla donattığı üç savaş gemisini başarıyla tamamlayan Mimar Sinan, Van Gölü'nden geçecek bu gemilerin de başına geçmiştir. Bu başarı Mimar Sinan'a Haseki unvanını getirmiştir." yazıyor. Burada yapılan espri, Mimar Sinan'ın yaptığı gemilerin Van Gölü'nde değil, Bağdat'a gitmesi gerektiği ve Van Gölü'nün bu gemiler için çok küçük bir göl olduğu gerçeğine dayanıyor. Van Gölü'nde bir savaş gemisi ile yolculuk yapmak pratik olarak imkansızdır. Bu espri, okuyucunun bilgisine ve olaylar arasında bağlantı kurma yeteneğine dayanıyor.

Fotoğrafta Mimar Sinan'ın inşa ettiği bir köprü görülüyor. Yazıda, Mimar Sinan'ın köprüyü bataklık bir alanda inşa etme zorluğuna rağmen 10 günde bitirdiği ve bu başarısı sayesinde "Baş Mimar"lığa yükseldiği anlatılıyor. Fıkra, Mimar Sinan'ın 10 günde köprü inşa etmesinin çok hızlı olduğunu ve bu sebeple Baş Mimarlığa yükseldiğini ima ederek, Mimar Sinan'ın yeteneklerini ve başarılarını abartılı bir şekilde sunarak espri yapıyor.

Fotoğrafta Süleymaniye Camii'nin dış görünümü görülüyor. Yazıda caminin 7 yılda tamamlandığı ve Mimar Sinan'ın sesin eşit dağılımı için 65 boş küp kullanmış, örümcek sarmadan devekuşu yumurtaları koymuş, kandilinden çıkan duman isinden mürekkep elde etmiş gibi detaylar anlatılıyor. Fıkranın esprili yanı Mimar Sinan'ın bu detayları uygulamamış olması ve yazıda anlatılan detayların abartılı ve gerçekçi olmaması.

Fotoğrafta Selimiye Camii'nin kuşbakışı bir görüntüsü var. Fotoğrafın altındaki açıklamada cami hakkında bilgi veriliyor. "Ustalık Eserim" sözü, camiyi inşa eden Mimar Sinan'ın sözleri olarak aktarılıyor. Fakat Mimar Sinan, bu cümleyi kullanmadı. Bu cümle, Mimar Sinan'a atfedilen bir söz. Dolayısıyla bu açıklamada bir espri yapılmış. Esprinin amacı, Mimar Sinan'ın sözleri olarak atfedilen bilindik bir cümleyi kullanarak, Selimiye Camii'nin mimari yapısını ve Mimar Sinan'ın ustalığını vurgulamak ve izleyiciyi güldürmek.

Resimde, Mimar Sinan'ın bir portresi ve arkasında Süleymaniye Camii'nin bir resmi var. Fotoğrafın altındaki yazı, Mimar Sinan'ın 17 Temmuz 1588 tarihinde öldüğünü ve 60 yaşından sonra yaptığı eserlerin bugün hala asırlara meydan okuduğunu söylüyor. Bu fotoğrafa yazılan komik bir şey yok, bu sadece Mimar Sinan'ın eserlerinin kalıcılığını vurgulayan bir alıntı.


Yorumlar

Henüz bişi yazılmamış