Düzeleceğiz mi yoksa düzelmeden gideceğiz mi? İşte bütün mesele bu. This conversation recorded in a street interview summarizes our thoughts. Will we get better?
Resimde, siyah bir zemin üzerinde, beyaz küçük resimlerle ve sembollerle dolu bir desen var. Desen üzerine dört farklı renkli mesaj kutusu yerleştirilmiş. İlk mesaj kutusu, "Düzelicez inşallah be." yazıyor ve yeşil renkte. İkinci mesaj kutusu, "Ne zaman baba mezara girince mi?" yazıyor ve mavi renkte. Üçüncü mesaj kutusu, "Yok şu olaylar bi bitsin, düzelsin olaylar." yazıyor ve gri renkte. Son mesaj kutusu, "Olaylar bitmeden ya gidersek?" yazıyor ve yeşil renkte. Bu resimde, Türk kültüründe sıkça kullanılan "Olaylar düzelsin inşallah" gibi bir söz üzerine oynanıyor. Ailedeki sorunları çözmek için sabırlı olunması gerektiğini ima ediyor. Ancak bu mesaj kutularında kişiler, sorunları çözmek için aceleci davranıyor ve ölümden sonraki bir zamanı bekliyorlar. Bu, Türk kültüründeki tabirlerin nasıl çarpıtıldığını ve komik hale getirildiğini gösteriyor.
Resimde dört farklı konuşma balonu var. Bunlar bir diyalogda geçen sözler. İlk balon "Daha iyi olacağız, Allah'ın izniyle." diyor. İkinci balon "Baba ne zaman ölür, toprağa girdiğimiz zaman mı?" diye soruyor. Üçüncü balon "Hayır, bunlar geçip, işler yoluna girdiğinde." cevabını veriyor. Son balon ise "Ya bunlar geçmeden ölürsek?" diye soruyor. Bu espri, ölüm ve ölümü düşünmekten kaçınma konusunu ele alıyor. "Daha iyi olacağız" cümlesi aslında bir dilektir ancak konuşmacı bu dilek yerine ölümün ne zaman geleceğini sorguluyor. Ölümün ne zaman geleceği bilinemez ve bu durum her zaman insanların zihninde bir soru işareti olarak kalır.
Henüz bişi yazılmamış