Dünya Yeliz Günü kutlu olsun. #yeliz ________________________________________ #umutsarıkaya #umutsarıkayakarikatür #mizah #karikatür #komedi #naberdergi #penguen
Resimde, üç şapka giymiş adam duvarın önünde duruyor. Soldaki adam diğer ikisine, "Aa burada bı kapı varmış! Nereye açılıyor bu kapı?" diyor. Ortadaki adam, "Yeliiz dur ağma!" diye cevap veriyor. Sağdaki adam ise "Bee bir yere açılmıyor canım. Boşver, gel evin başka yerlerini gezelim. Şükürler olsun kurtulduk!" diye cevap veriyor. Fıkra, sağdaki adamın "kurtulduk" sözcüğünden yola çıkarak, kapıya girmekten kurtulduğunu ima ediyor. Bu durum, kapıya girmenin aslında bir tehlike olabileceği ve adamların kendilerini kurtardıkları düşüncesini uyandırıyor. Yani, adamlar aslında "kurtulduk" diye sevinirken, gerçekte bir tehlikeden kurtulmadıkları ve komik bir şekilde "tehlikeden" kurtulmak için kendi hayal dünyalarında bir tehlike yarattıkları bir durum söz konusu.
Resimde, bir adam yerde yatarak, bir kadına "Dur Yeli̇z! Sanırım ben bunu yapmak iste mi yorum..." diyor. Kadın ise yanıt olarak "Neden? Sertaç senin en yakın arkadaşın olduğu için mi? Sertaç umrumda değil, ben seni istiyorum anlasana!" diyor. Adam, bir düşünce balonu içinde ise "Yok ondan değil... geçen bayram ben koyun şişirmiştim. Bu kurbana kadar dudaklarım mühürlü. Anla lütfen!" diye düşünüyor. Bu komik şerit, adamın kurbanlık koyun şişirmesiyle ilgili şakayı gizlemeye çalışmasını ve kadının ise bunu umursamamasını gösteriyor. Adamın düşüncelerindeki "mühürlü dudaklar" metaforu, şakayı daha da komik hale getiriyor.
Resimde, başında fes olan, terli bir adamın evinden çıkıp bir mezara doğru yürürken tasvir ediliyor. Adam, elinde bir fes tutuyor ve arkasında kalan fesin de, bir "zehirli fes" olduğunu ima eden, kafasında bir başka fes var. Aynı zamanda, adamın ağzından çıkan "Adanalı Yeliç Paşa suikastı ne alemde yahu?" cümlesi de suikastın zehirli fesle yapıldığını ima ediyor. Fesin, özellikle zehirli fesin, Osmanlı döneminde yaygın bir şekilde kullanıldığını hatırlattığımızda, bu mizah, o dönemin suikastlarına ve fesin bu olaylardaki rolüne gönderme yapıyor. Ayrıca, zehirli fesin ölümcül etkisini vurguluyor. Şaka, zehirli fesi ölümcül bir silah olarak kullanma fikrini, zehirli fesi bir şapka olarak takan adamın ironik bir şekilde onu bir suikast silahı olarak kullanmak yerine giydiği fikriyle birleştiriyor. Bu, zehirli fesin ölümcül etkisine ilişkin çarpıcı bir resim çiziyor.
Resimde iki kadın ve bir erkek var. Kadınlardan biri köyüne "organik" ürünler satarak zengin olmuş ve diğerini de "organik" ürünlerin kıymetini bilmediği için eleştiriyor. Fakat adam "yağlı ekmek yap annem" diyerek kadının organik ürünlere olan düşkünlüğüne ve gerçeği görmemesine vurgu yapıyor. Bu durum, organik ürünlerin moda haline gelmesi ve bazı insanların bunu aşırıya götürmesini komik bir şekilde eleştiriyor.
Resimde, iki kişinin bir diyaloğu çizgi roman şeklinde gösteriliyor. Birinci kişi, "Diz fotoğrafına giriyorum, yüz ama sana tek bişey sorup gidecem; diz, diz, diz nereye kapar? Çıranın da aynı diz var, güzel de de çünkü... diz güzel de ya sonrası?..." diyor. İkinci kişi ise "Öf! Ne diyosun be salak, anlamıyorum hiç bişey..." şeklinde cevap veriyor. Fıkra, iki kişinin "diz" sözcüğünü farklı anlamlarda kullanarak iletişimsizliğe düşmelerini konu alıyor. Birinci kişi "diz" kelimesini vücudun parçası olarak, ikinci kişi ise "diz" kelimesini "diz çökmek" anlamında kullanıyor.
Resimde bir kadın ve bir erkek karakter görüyoruz. Kadın bir sandalyeye oturmuş ve sağ ayağını kaldırıp duvara yaslamış. Erkek karakter, kadının ayağını göstererek konuşuyor. Kadının ayağında ayakkabılar yok, bunun yerine bir tür "ayakkabı" gibi görünen, metal bir alet takılmış. Şaka, erkeğin kadının ayağına taktığı aletin aslında bir "sosyal tesis tespit cihazı" olduğu ima ediliyor. Kadın ise bu durumdan rahatsız görünüyor. Bu şekilde, erkeğin, kadının "sosyal açıdan uygun olup olmadığını" ölçtüğünü ve bu aygıtı kullanarak "sosyal puanını" belirlediğini ima ediyor. Bu durum, Türk toplumunda sıkça görülen "sosyal baskı" ve "uygunluk" kavramları ile dalga geçiyor.
Görselde, banyo yapan bir kadın ve onu duştan izleyen bir adam var. Kadın, duygusal duş almak istediğini ve bunun nasıl yapılacağını sorduğunu söylüyor. Adam ise, bu kadar çok köpük, sabun ve lif kullanarak duş almanın duygusal duş olarak adlandırılamayacağını söylüyor. Bu şaka, duygusal duşun aslında çok derin bir anlam taşımadığı ve kadının duştaki karmaşıklığı abarttığı üzerine kurulu. Şaka, kadınların bazen çok fazla çaba harcadıkları ve detaylara takıldıkları düşüncesini esprili bir şekilde ele alıyor.
Görselde dört karakterli bir çizgi roman paneli yer almaktadır. Bir kadın, bir erkek ve iki kadın yan yana durmaktadır. Konuşma balonlarında ise şunlar yazılıdır: "Duraklama döneminin ardından bildiğin gibi gerileme dönemimiz oldu yeliz..." "Sizi çok iyi anlıyorum, memnüküler, benim de öyle bi döne-nim olmuştu. Ceren de bilir benim o dönemi." "Ha evet, senin öyle bi dönemin olmuştu, iyi bilirim o dönemini, hep yanın-daydım." "Öff..." Şaka, kadınların erkek arkadaşı için birbirlerine destek oldukları, ancak aslında onu kötü bir dönem geçirdiği için terk etmek istedikleri anlaşıldığında ortaya çıkmaktadır. Bu durum, "Öff..." baloncuğuyla temsil edilmektedir.
Aa, bu da ne? Yeliz'e "dur" diyen Sertaç mı? 🤔
Yahu Yeliz, bu kadar mı dramatik? 😁
Yeliz'in günü kutlu olsun, umarım Sertaç da kutlamaya gelir 😂
Dünya Yeliz Günü mü? Bu da nereden çıktı şimdi? 🤔