Umursayan gençleri görmek hem ülkemizi hem de dünyayı kurtacağımıza daha da fazla inandırıyor. Bu nedenle bu konuşmanın metnini paylaşmak istedik. Bir değişim yapılacaksa bu bizimle gelecek. Umudumuzu kaybetme lüksümüz yok. Değişeceğiz, değiştireceğiz. Tebrikler Hüseyin, ağzına sağlık 👏👏👏


İTÜ'nün 248'inci yıl birincisi Hüseyin Umutcan Ay'ın mezuniyet konuşmasını lütfen okuyun. TD Sevgili arkadaşlarım ben artık haberleri takip edemiyorum. Çünkü sorunu biliyorum. Çözümü biliyor ve bu çözümü uygulayamıyorken; ben o ölen kadınların kanını elimden çıkaramıyorum. Benim bu yolda ödediğim bedel bu oldu. Fakat bu insanlığın ödediği bir bedelle kıyaslanamaz bile. TD Sadece sorun bu mu? Ülkenin doğusuna bakın. Daha çocuk yaşta kız çocuklarının evlendirildiğini görürsünüz. TD O kadar uzağa gitmeyin, İstanbul'a bakın. Asgari ücretle dört kişilik ailesini geçindiremediği için intihar eden o güzel insanları görürsünüz. TD O kadar uzağa gitmeyin, Taksim'e bakın. Hayat ona daha far

Görselde, sarı renkte "İTÜ'nün 248'inci yıl birincisi Hüseyin Umutcan Ay'ın mezuniyet konuşmasını lütfen okuyun." yazısı ve sağ alt köşede İTÜ'nün logosu bulunuyor. Bu, İTÜ'nün 248 yaşında olduğu ve Hüseyin Umutcan Ay'ın mezuniyet konuşmasını yapması için alaycı bir göndermedir. İTÜ 1863 yılında kurulmuştur. Dolayısıyla bu, 2011 yılında gerçekleşmiş mezuniyet konuşması için bir espri olarak düşünülebilir.

Resimde sarı renkte yazılı bir metin ve sağ alt köşede "TD" yazılı bir logo var. Metin, "Sevgili arkadaşlarım ben artık haberleri takip edemiyorum. Çünkü sorunu biliyorum. Çözümünü biliyor ve bu çözümü uygulayamıyorken; ben o ölen kadınların kanını elimden çıkaramıyorum. Benim bu yolda ödediğim bedel bu oldu. Fakat bu insanlığın ödediği bir bedelle kıyaslanamaz bile." şeklinde yazıyor. Bu yazı, haberlerde yaşanan olumsuz olaylar karşısında duyulan üzüntüyü ve çaresizliği dile getiriyor. "Ölen kadınların kanını elimden çıkaramıyorum" ifadesi, haberleri takip etmenin getirdiği olumsuz duygusal etkileri abartılı bir şekilde ifade ederek esprili bir yaklaşım sergiliyor. "Fakat bu insanlığın ödediği bir bedelle kıyaslanamaz bile" cümlesi ise, insanlığın uğradığı kayıplar karşısında haberlerin getirdiği acının önemsiz kaldığını ima ederek espriyi güçlendiriyor. Bu, mizah yoluyla ağır bir konuya dikkat çeken ve insanlığın acılarına duyulan empatiyi vurgulayan bir metin.

Resimde, sarı renkte "Sadece sorun bu mu?" yazan bir başlık ve siyah bir arka plan üzerinde beyaz yazı ile "Ülkenin doğusuna bakın. Daha çocuk yaşta kız çocuklarının evlendirildiğini görürsünüz." yazmaktadır. Resmin alt sağ köşesinde ise beyaz renkte TD harfleri içeren bir daire yer almaktadır. Bu görsel, Türkiye'de kız çocuklarının erken yaşta evlendirilmesi sorununa dikkat çeken bir mizah örneğidir. "Sadece sorun bu mu?" ifadesi, sanki evlilik öncesi çocuk yaşta kız çocuklarının evlendirilmesi normal bir durummuş gibi ele alındığında, "başka sorunlar da var mı?" anlamına gelmektedir. Resimdeki metin ise, bu sorunun ülkenin doğusunda daha yaygın olduğunu ima ederek, bu sorunun yalnızca bir coğrafi bölgeyle sınırlı olmadığını vurgulamaktadır. Görsel, toplumda yaygın olan bu olumsuz durumu mizah kullanarak ele alarak, insanların dikkatini bu konuya çekmeyi amaçlamaktadır.

Resimde sarı renkte "O kadar uzağa gitmeyin," yazan bir kutu ve bunun altında siyah renkte "İstanbul'a bakın. Asgari ücretle dört kişilik ailesini geçindiremediği için intihar eden o güzel insanları görürsünüz." yazısı bulunmaktadır. Bu resimde geçen şaka, Türkiye'de insanların yoksulluk nedeniyle intihar etmelerine rağmen insanların başka ülkelere gitmeyi tercih etmelerini eleştiren bir hicivdir. Resimdeki yazı, İstanbul'a bakmaları gerektiğini ve orada yaşanan zorlukları görmeleri gerektiğini ima ederek, insanların kendi ülkelerindeki problemleri görmezden gelmelerini ve daha uzak yerlere gitmeye çalışmalarını eleştiriyor.

Resimde sarı renkte "Bir de son olarak potansiyel geleceğinize bakın." ve "Orada sırf iş bulamadığı için asgari ücretle mühendislik ve mimarlık yapan akranlarınızı görürsünüz. Karanlıkta olduğumuzu düşünüyoruz biliyorum. Aynı zamanda korkuyoruz da." yazan bir metin var. Alt kısımda da "TD" yazılı ve bir çay bardağı simgesi bulunan beyaz bir daire var. Bu, Türkçedeki "potansiyel" kelimesinin iki anlamına gönderme yapan bir espri. "Potansiyel" hem olası anlamına gelir hem de bir elektriksel kavram olarak "gerilim" anlamına gelir. Espri, iş bulamayan mühendis ve mimarların "potansiyel" olarak sadece "gerilim" altında olduğunu ve karanlıkta olduğunu ima ederek yapılmış. "TD" ise Türkçede "teşekkürler" anlamına gelen kısaltmadır, böylece "potansiyel"in ikinci anlamına gönderme yaparak espriyi daha da pekiştirir.

Resimde sarı renkte "Sorunları biliyoruz, peki çözüm ne?" yazan bir yazı var. Altında ise "Kaçmak mı? Belki de birileri bizim için her şeyi çözsün diye arkamıza yaslanıp beklemeliyiz. Ya da başımıza gelmediği sürece sorun yokmuş gibi de davranabiliriz." yazıyor. Bu, insanların sorunlardan kaçmak yerine çözüm odaklı davranmaları gerektiğini anlatan bir mizah. Bu söz, insanların sorunlardan kaçmak yerine çözüm odaklı davranmaları gerektiğini anlatan bir mizah. "Her şeyi çözsün diye arkamıza yaslanıp beklemeliyiz." ifadesi, sorumluluk almaktan kaçınmayı ve başkalarının sorunlarımızı çözmesini beklemeyi eleştiriyor. "Başımıza gelmediği sürece sorun yokmuş gibi de davranabiliriz." ise sorunları görmezden gelmenin ve çözüm bulmaktan kaçınmanın yanlışlığını vurgulayan bir cümle.

Fotoğrafta, sarı renkte yazılmış, "Hayır, bunu üzülerek söylüyorum ki; bu yolda birbirimizden başka kimsemiz yok. Çünkü unutmayın ki herkes bir gün ölür. Buna sizler de dahilsiniz saygıdeğer büyüklerim. Ve geriye kalan bizler ve bizim yetiştireceğimiz çocuklar hegomanların elinde yozlaşmış bu sistemi değiştireceğiz. Değiştirmeliyiz." yazısı ve sağ alt köşede "TD" yazısı ve bir çaydanlık resmi var. Şaka, Türkçede "hegoman" kelimesinin "hegemon" olarak yazılması ve bunun yanlış yazımının esprili bir şekilde kullanılmasıdır.

Resimde "Bizler farklıyız" yazan sarı bir yazı ve altında bu yazının açıklaması var. Açıklamada "Bizler hem araştırıyor hem de sorguluyoruz. Bu değişimin zamanı geldiğinde bu değişimi yapacak olan bizler bunu herhangi bir kurum veya kuruluşun faydası için değil, insanlık için yapacağız ve bunu insan olarak yapacağız. Bizler insan olmayanların elinden fazlasıyla çektik." yazıyor. Şaka, bu açıklamanın "bizler" kelimesinin kullandığı farklı anlamlar üzerinden kuruluyor. İlk cümlelerde "bizler" insanlığı temsil ederken, son cümlede "Bizler" kahve severler anlamında kullanılmış. Yani, şaka insanlık adına yapılan çalışmalarla, kahve severlerin yaşamlarını kolaylaştırmanın bağlantısını kuruyor.


Yorumlar

Henüz bişi yazılmamış