Bugün 30 yaşıma girdim ve sizlerle hayattan öğrendiğim birkaç dersi paylaşmak istedim. 🌼 Hem çok ilerlemiş hem de yolun başında hissediyorum. Garip bir gün; ama üzerine fazla düşünmeyip günün keyfini çıkarmaya çalışacağım. Sevgiler ❤️ Today I turned 30 and I wanted to share a few things I learned from life. 🌼 I feel as if I went a long way and also as if I’m just at the beginning of the road. It’s a weird day, but I’ll try to not think about it so much and I’ll just enjoy it. Love ❤️
Resimde, havada meditasyon yapan, elinde bir kitap ve bir kalp tutan bir adam var. Resimde, "Bugün 30 yaşına girdim. Hayattan öğrendiğim 9 dersi sizinle paylaşmak istiyorum" yazıyor. Aşağıda da "Today I turned 30. I'd like to share 9 lessons I learned from life." yazıyor. Resimde yapılan espri şu: Adam, "Hayattan öğrendiğim 9 dersi sizinle paylaşmak istiyorum" diyor, ancak daha sonra "Today I turned 30" ifadesiyle aslında yaşının genç olduğunu ve 9 dersi öğrenecek kadar yaşamadığını ima ediyor. Bu durum, insanları güldüren ve yaşa ve tecrübeye dair ironik bir bakış açısı sunan bir espri.
Resimde, birincilik kürsüsünde duran ve altın madalya ve kupa tutan bir insan çizimi var. Resmin altında ise "Öncelikle ve her zaman kendini sev. Senden daha iyi sen olabilecek kimse yok." ve "Firstly and always love yourself. There is no one else who can be a better you." yazıyor. Resimdeki espri, kişinin kendini sevmesi ve kendine değer vermesi gerektiğini vurguluyor. Çizim, bu mesajı güçlendirmek için kişinin kendini bir yarışmada birinci olarak gördüğünü ima ediyor. Yani, kişide başkası olmaktan daha iyi bir seçenek yok!
Resimde, açık havada dinlenen bir kadın, yanında kedi ve masası var. Resmin altındaki metin, hem fiziksel hem de ruhsal sağlığın önemini vurguluyor ve bunlar olmadan geri kalanın anlamsız olduğunu söylüyor. Bu mesajın şakası, resmin, kişisel sağlığın ve mutluluğun, maddi şeylere sahip olmaktan daha önemli olduğunu ve gerçek mutluluğun parayla satın alınamayacağını ima etmesinde yatıyor. Kadının mutlu ve rahat bir şekilde dinleniyor olması, bu mesajı daha da vurguluyor.
Resimde, iki kişi diz çökmüş ve yüksek beş veriyor. Arkalarında ağaçlar ve bulutlar var. İki kişi de dizüstü bilgisayar kullanıyor. Resmin altındaki metin, "Yardım istemeye çekinme ve ihtiyaçlı olanlara elinden geldiğince yardım et." derken, "Yardım istemekten çekinme, ihtiyacı olanlara yardımcı ol" anlamına geliyor. Resim ve metin birlikte, yardımlaşmanın önemini vurguluyor, bu yüzden bu komik bir resim değil.
Resimde üç arkadaş birbirlerine sarılıp zıplıyor. Arka planda mor bir renk var. Resmin altında "Beraberken kendin olabileceğin insanlar bul. Sahip olduğumuz tek şey birbirimiz." yazıyor. Resimde kullanılan yazı tipi ve görsel tarzı oldukça sade ve minimal. Şaka şu ki resimde insanlar birbirlerine sarılıp zıplarken, altında "Sahip olduğumuz tek şey birbirimiz" yazıyor. Bu da aslında arkadaşlıkların ve insan ilişkilerinin ne kadar değerli olduğunu vurgulamak ve bunların maddi şeylerden daha önemli olduğunu göstermek için bir metafordur.
Resimde, üzerinde çizgili bir gömlek ve ceket giyen, koltuğa oturmuş bir adam resmedilmiş. Elindeki küçük fincandan içiyormuş gibi görünüyor. Adamın üstünde "Başkası olma kendin ol. Böyle çok daha güzelsin. -Tarkan" yazan bir söz var. Bu resim, Türk şarkıcısı Tarkan'ın "Kendim Ol" adlı şarkısının bir parodisi. Tarkan'ın şarkısı, özgün olmanın önemini vurgularken, resimde adamın fincandan içme hareketi, kendine ait bir içeceğin tadını çıkarmayı çağrıştırıyor. Dolayısıyla, resim "kendin olmak" ve "kendi içeceğini tadını çıkarmak" gibi iki farklı anlamı bir araya getirerek komik bir anlam yaratıyor.
Resimde, gözlüklü, sarı bir ceket giymiş bir kadın, önünde bir dizüstü bilgisayar, kitaplar, kağıtlar ve bir büyüteçle oturmuş. Kadın, bir şey yapmaması söylendiğinde, nedenini sormak için büyüteci kullanıyor. Fıkra, insanların neden yapmamaları gerektiğini öğrenmek yerine, sadece 'yapma' denildiğinde genellikle sorgulamadan itaat etme eğiliminde olmasına vurgu yapıyor. 'Neden?' diye sormak, daha fazla anlayış ve bilgiye ulaşmanın, ayrıca gereksiz yere itaat etmekten kaçınmanın yolu olduğuna işaret ediyor.
Resimde iki adam, birisi gitar çalıyor, birisi de şarkı söylüyor. Arka plan mor ve adamlar sarı üstlerle, siyah pantolonla çizilmiş. Resmin altındaki yazı, "Bir şeyi yapmak için onda iyi olmana gerek yok. Mükemmel olmasa da şarkı söyle ama keyif al. Önemli olan bu." "Bir şeyi yapmak için iyi olmak zorunda değilsin. Mükemmel olmasa da, şarkı söyle ama keyif al. Önemli olan bu." Bu resim, insanların kendilerine baskı yapmamaları ve mükemmellik arayışında olmamaları gerektiğini ve mükemmel olmaktan ziyade keyif almanın önemli olduğunu anlatıyor.
Resimde üç farklı görünüme sahip kadın arkadaşlar var. Hepsi birbirlerine sarılmış ve gülümsüyor. Görsellerin altında ise "Her konuda başka toplumsal bir ön yargımız var. Bunlardan kurtulmak için çabala." yazıyor. Fıkranın noktası, her şey hakkında toplumsal bir önyargı olmasına rağmen, arkadaşlar birbirlerini kabul ederek ve destekleyerek önyargıların üstesinden gelmeyi tercih ediyorlar.
Resimde iki kişi bir kalbi sulayan çizim var. Kadın ve erkek elinde sulama kabıyla bir kalbi sulamaya çalışıyorlar. Aşağıda ise "Nefreti hiçbir zaman tercih etme. Hayat zor, nefret yorucu. Sen sev, sevgi seni iyileştirecek." yazısı var. Bu görselde sevginin nefretten daha etkili olduğunu, sevginin insanları iyileştirdiğini ve büyümeyi sağladığını gösteren bir metafor kullanılıyor. "Nefret yorucu" sözüyle nefret etme eyleminin zor olduğunu, bu eylemi sürdürmenin bir çaba gerektirdiğini belirtiyor. Sevgi ise su gibi, kalbi besleyen ve büyümesini sağlayan bir unsur olarak gösteriliyor.
Henüz bişi yazılmamış