İmzamı atıyorum
Fotoğrafta, Erdem Sezer adlı bir Twitter kullanıcısının yazdığı bir tweet görülüyor. Tweette, Erdem Sezer, kardeşinin bir tanıdığıyla karşılaştıklarını ve o tanıdığın, "ee çoluk çocuk yok mu oğlum daha, e hadi" dediğini anlatıyor. Ardından Erdem Sezer, bu sözlerden sonra "ok yaydan çıktı" gibi bir tepki verdiğini ve 10 dakika boyunca çocuk yapmanın ne kadar güzel bir şey olduğuyla ilgili bir nutuk çektiğini esprili bir dille anlatıyor. Bu tweetteki espri, tanıdığın, evli olmayan kardeşine ilişkin uygunsuz ve toplumsal baskı içeren bir soru sormasını ve bunun üzerine kardeşinin "ok yaydan çıktı" tepkisi vermesini kullanarak komik bir durum yaratmasında yatıyor. Erdem Sezer, olayın komikliğini abartarak 10 dakika boyunca bir nutuk çektiğini belirterek, tanıdığın sorusunun ne kadar absürt olduğunu vurguluyor.
Fotoğrafta, Twitter'da iki kişinin birbirine cevap yazdığı bir konuşmanın ekran görüntüsü var. Erdem Sezer, kendisine atılan sorunun cevabını "Halbuki kardeşimin çocuğu olmuyordu..." diyerek başlatıyor. Ardından "Sustuk, kendisine sorsak bir on dakika da aslında ne kadar "iyi niyetli" olduğuyla ilgili nasihat çekeceği için nasihatlerini çekip vicdanı tatminini yaşayıp bırakmasını bekledik." diye devam ediyor. Ardından diğer kişi, Erdem Sezer'e "Nutuk bitip yolumuza devam ederken bir süre sustuk bir şey konuşmadık. Dayanamayıp 'En son ne zaman gördün az önceki arkadaşışı?' dedim. 'Bilmem, birkaç sene olmuştur' dedi ve başladı dökülmeye." diyerek cevap veriyor. Bu diyalogda Erdem Sezer, karşısındaki kişinin bir soruyu neden sormak zorunda hissettiğini anlamakta zorlanıyor. Ancak karşısındaki kişi, kendi iç dünyasında bir cevap oluşturup, aslında sorulmamış olan soruyu yanıtlayarak diyaloğu "biraz daha ilginç" hale getiriyor. Anlayacağınız bu diyalog, gülünç bir durumun esprili bir şekilde anlatımıdır.
Fotoğraf, sosyal medya platformu Twitter'dan iki farklı gönderi gösteriyor. Her iki gönderi de Erdem Sezer isimli kullanıcının hesabından paylaşılmış. İlk gönderide, Erdem Sezer "Ulan bilmiyor muyum ben çocuğunun güzel bir şey olduğunu. Denemediğimiz tedavi kalmadı. Nasip etmiyor işte Allah" diye yolun ortasında başladı ağlamaya. Teskin dahi edemedim. Ağlaması bitti, hiç konuşmadık yola devam ettik. şeklinde bir tweet atmış. İkinci gönderisinde ise "İnsanların hayatlarına böyle gereksiz "iyi niyetli" müdahalelerin ne gibi yaralar açacağını düşünüyordum bir süredir. Dehşetli bir örnek oldu." diye yazmış. Bu gönderilerin şakası, ikinci gönderinin ilk gönderinin hikayesinin devamı olarak yorumlanabilmesinde yatıyor. İlk gönderide, Erdem Sezer çocuğunun hastalığıyla ilgili bir durumdan bahsederken, ikinci gönderide "iyi niyetli" müdahalelerin yarattığı olumsuzlukları anlatıyor. Bu durum, ikinci gönderide bahsedilen "dehşetli örnek"in aslında ilk gönderideki kişinin çocuğunun hastalığı olduğu anlamına gelebilir. Kısacası, şaka ikinci gönderinin ilk gönderinin olumsuz bir şekilde yorumlanmasını sağlayan bağlamda sunulması ve gönderilerin birbiriyle ilişkilendirilmesinde yatıyor.
Fotoğrafta, iki farklı tweet yer alıyor. Her iki tweet de "Erdem Sezer" adlı bir kişinin, kendi profil adı olan "@TrErdem" ile yaptığı paylaşımları içeriyor. İlk tweet, evlenip yuva kurmak isteyen ancak bunun için nasip olmayan kişilerin, "iyi niyetli" tavsiyeleri savuşturmak için "yok yaa bekarlık sultanlık eheheh" diye yalanlara sarıldıklarını, ancak bu tavsiyelerin sırtlarına ne kadar büyük bir yük bindirdiğini yaşayamayacaklarını belirtiyor. İkinci tweet ise, kiloları sebebiyle aynaya bakmaktan çekinen ve birisiyle karşılaştığında "amma şişmişsin ya biraz dikkat et kendine" diyecek diye insan içine çıkmaktan vaz geçenlerin stresini çekmeyen bilemeyeceğini söylüyor. İki tweet de "iyi niyetli" tavsiyelerin aslında ne kadar ağır bir yük getirebileceği ve insanların kendilerini bu tavsiyelerden korumak için çabalarını komik bir şekilde ele alıyor.
Resimde, sosyal medyadan iki ayrı tweet yer alıyor. İki tweet de Erdem Sezer tarafından yazılmış ve aynı konuyu ele alıyor: Çocuk sahibi olmak ve buna bağlı toplumsal baskılar. İlk tweette, "Belki çocuk sahibi olmak için yanıp tutuşan birinin eşinin çocuğu olmuyordur ve kendi içlerinde bu imtihana göğüs gerebilecekken toplumsal yük sebebiyle evliliği sürdüremeyecek hale gelecekler." deniyor. Bu tweet, toplumsal baskının evliliklere nasıl etki edebileceğini ve çocuk sahibi olma baskısının çiftleri nasıl zorlayabileceğini ironik bir dille ele alıyor. İkinci tweet ise daha da ironik bir şekilde, "Belki bir yuva kurma hayali içinde olsa dahi iffetini koruyan kişi, bu baskılar sebebiyle 'talibim yoksa demek ki bende kusur var' psikolojisine girip önüne çıkan ilk saçma sapan kişiyle sırf laf olsun diye evlenecek ya da taliplerini arttırmak için olmadığı bir kişiye dönüşecek." diyerek, toplumsal baskıların insanları nasıl manipüle edebileceğini ve özgür iradelerini nasıl yok edebileceğini gösteriyor. Bu tweetlerdeki mizah, gerçekçi bir durumu abartarak ve ironi kullanarak ortaya çıkıyor. Toplumsal baskıların bireyler üzerindeki olumsuz etkilerini ve bu baskılara maruz kalan insanların yaşadıkları zorlukları ele alıyor.
Fotoğrafta Twitter'da iki farklı tweet paylaşımı görüyoruz. İki paylaşım da Erdem Sezer isimli bir kullanıcının hesabından. İlk paylaşımda Erdem Sezer, insanların hayatında bu tarz konularda tavsiye verme pozisyonunda olan kişilerin, aslında o konuda yeterince bilgi sahibi olmadıklarını, ancak kendilerince bir uzman edasıyla konuştuklarını anlatıyor. Bu durumun çoğu zaman insanları olumsuz etkilediğini ve yanlış yönlendirdiğini vurguluyor. İkinci paylaşımda ise Erdem Sezer, toplumda "iyi niyet" kisvesi altında insanların aslında bilmedikleri konulara müdahale ettiklerini ve bunun ciddi sonuçlar doğurduğunu vurguluyor. Özellikle ailelerin yıkılmasına, evliliklerin kurulmasına ve insanların psikolojilerinin bozulmasına sebep olduğunu belirtiyor. İki paylaşım da, toplumda insanların bilgi sahibi olmadıkları konularda kendilerini uzman gibi göstererek konuşmalarının ve müdahale etmelerinin yanlış olduğunu ve olumsuz sonuçlar doğurduğunu komik bir şekilde ele alıyor.
Resimde, Twitter'da Erdem Sezer'in paylaştığı bir tweet görünüyor. Tweet'te, Erdem Sezer "Çok sevdiğim bir söz var, 'cehenneme giden yol, iyi niyet taşlarıyla döşenmiştir' diye. İnşallah hal dilini öğrenir ve bu arizalarımızı tedavi ederiz. Yoksa yollarımıza döşediğimiz taşlar böyle kalp kırdıkça bizi çok hayırlı bir yere çıkarmayacak." şeklinde yazıyor. Bu espri, insanların iyi niyetle yaptıkları şeylerin bazen çok zarar verdiğini, dolayısıyla yaptıkları şeyleri iyi niyetle yapmalarına rağmen aslında kötü sonuçlar doğurabileceğini anlatıyor.
Henüz bişi yazılmamış