Dün psikolog ve iletişim psikolojisi uzmanı Doğan Cüceloğlu’nu kaybettik. 🌹 Kendimizle ve çevremizle sağlıklı iletişim kurmak yolunda bize yaptığı katkılar her zaman bizimle kalacak. Teşekkürler ve sevgiler. ❤️ Yesterday Doğan Cüceloğlu, a Turkish psychologist and communication psychology expert, passed away. His contributions for a healthy communication with ourselves and others will always stay with us. Thank you, with love. ❤️ #doğancüceloğlu #dogancuceloglu #psikoloji #psikolojikitapları #psikolog


“Etrafında kimseyi bulamamak zor, 66 içinde kimseyi bulamamak ise daha zor.“ 99 - Gerçek Özgürlük, Doğan Cüceloğlu "It’s difficult to find no one around, TD but it’s harder to not find anyone inside.” “En temel özgürlük, insanın kendisi olarak yaşamında var olabilmesi ve kendi bütünlüğünü yaşayabilmesidir; dürüst insan özgürdür.” 66 99 Gerçek Özgürlük, Doğan Cüceloğlu “The most fundamental freedom is for one to be TD present in one’s life as themselves and to live their self as a whole; an honest person is free.” “Kim olduğun o kadar bağırıyor ki, ne dediğini duyamıyorum.“ 66 99 Savaşçı, Doğan Cüceloğlu TD "Who you are is yelling so much that I can’t hear what you are saying.” «İnsanın kaçamayacağı en büyük otorite kendi vicdanıdır.“ - Savaşçı, Doğan Cüceloğlu TD "The greatest authority one can’t run away from is one’s conscience.” “Bir toplumun uygarlık düzeyini ben o toplumumun duygudaşlık, yanı empati düzeyinde görüyorum.“ 99 Mış Gibi Yaşamlar, Doğan Cüceloğlu TD "I see a society’s level of civilization in their level of sympathy and empathy.” 66 “Aynada gözlerinin içine rahat rahat bakarak söyleyemeyeceğin şeyleri yapma; çünkü senin en önemli gücün bu gözlere rahatça bakabilmekte saklıdır.” Savaşçı, Doğan Cüceloğlu “Don’t do things that you can’t look in your eyes in the mirror and tell yourself comfortably, because your greatest power is to look into those eyes comfortably.” TD

Kaynak

Resimde, mavi bir arka plana karşı beyaz yazı ile bir alıntı yer almaktadır. Alıntı, "Etrafında kimseyi bulamamak zor, içinde kimseyi bulamamak ise daha zor." şeklindedir. Alıntının altında "Gerçek Özgürlük, Doğan Cüceloğlu" yazmaktadır. Alıntının altında ise İngilizce çevirisi ve "TD" yazan bir logonun bulunduğu bir çaydanlık sembolü yer almaktadır. Fıkra, yalnızlığın iki farklı yönünü ele almaktadır. Birinci cümlede dışsal yalnızlık, yani etrafta kimsenin olmaması, ikincisinde ise içsel yalnızlık, yani kişinin kendi iç dünyasında da kimseyi bulamaması vurgulanmaktadır. İkinci cümlenin ilk cümleden daha zor olduğunu belirtmesi, içsel yalnızlığın daha derin ve acı verici bir deneyim olduğuna işaret etmektedir. Fıkra, özünde, yalnızlığın sadece etrafımızdaki insanların yokluğu değil, aynı zamanda kendi iç dünyamızda da yaşanabilecek bir durum olduğunu vurgulamaktadır.

Görselde, Doğan Cüceloğlu'nun "Gerçek Özgürlük" kitabından bir alıntı yer alıyor. Alıntı, "En temel özgürlük, insanın kendisi olarak yaşamında var olabilmesi ve kendi bütünlüğünü yaşayabilmesidir; dürüst insan özgürdür." şeklindedir. Görselde, Doğan Cüceloğlu'nun sözlerini bir espriye dönüştürmek için, alıntının sonundaki "dürüst insan özgürdür" ifadesinin yanına, çay bardağı resmi ve "TD" kısaltması eklenmiş. Bu espri, "dürüst insan özgürdür" ifadesini, "çay içenler özgürdür" şeklinde bir anlamda değiştirerek, çay içme eylemini özgürlükle ilişkilendirmesi ile komik bir etki yaratıyor. Espri, "dürüst insan özgürdür" ifadesini bir klişe olarak alıp, bu klişeyi günlük hayattaki bir başka eylemle (çay içmek) ilişkilendirmesi ile komik bir karşılaştırma yaratmaktadır.

Resimde beyaz yazı ile mavi bir arka plan üzerine yazılmış bir söz ve bunun altına türkçeye çevrilmiş hali ve altına ise Doğan Cüceloğlu'nun logosu var. Şaka, "Kim olduğun o kadar bağırıyor ki, ne dediğini duyamıyorum." sözünün "Who you are is yelling so much that I can't hear what you are saying." olarak türkçeye çevrilmesinde "Kim olduğun" kısmının "Who you are" olarak "sen kimsin" anlamında çevrilmesinde yatıyor. Bu şekilde, söz daha esprili bir hale geliyor.

Resimde Doğan Cüceloğlu'nun "İnsanın kaçamayacağı en büyük otorite kendi vicdanıdır." sözü yazıyor. Altında ise "The greatest authority one can't run away from is one's conscience." yazıyor. Fıkra, Doğan Cüceloğlu'nun sözünün İngilizce çevirisinin özdeş bir anlam taşımamasına dayanıyor. Türkçe söz "vicdan" olarak, İngilizce çeviri ise "conscience" olarak kullanılıyor. Bu durum, vicdan ile conscience arasında tam bir eşdeğerlik olmamasına işaret ediyor. Daha açık bir ifadeyle, "vicdan", sadece bir bireyin iç sesine değil, aynı zamanda toplumun etik ve ahlaki değerlerine de işaret ediyor. "Conscience" ise daha çok bireysel bir iç ses olarak algılanıyor. Dolayısıyla, Doğan Cüceloğlu'nun sözünün İngilizce çevirisi, orijinaldeki anlam derinliğini tam olarak yansıtmıyor.

Bu görselde, Türk yazar ve düşünür Doğan Cüceloğlu'nun bir sözü paylaşılmış. Söz şöyle: "Bir toplumun uygarlık düzeyini ben o toplumunun duygudaşlık, yani empati düzeyinde görüyorum." Görselin altında bu sözün İngilizce çevirisi ve "TD" harfleri ile bir çaydanlık resmi yer alıyor. Bu görselin esprili yanı, Doğan Cüceloğlu'nun "duygudaşlık" kelimesini kullanarak aslında empatiyi anlatmaya çalışması, ancak görselde "TD" harfleri ile çaydanlık resmi, "duygudaşlık" kelimesi yerine "çay"ı ima ederek komik bir durum yaratmasıdır. Bu, "çay"ın Türk kültüründe önemli bir sosyal içeceği temsil ettiği ve "duygudaşlık" ile "çay" arasında bir bağlantı kurulmasını sağladığı için esprili bir durum yaratıyor.

Resimde beyaz fon üzerinde mavi bir zemin üzerine beyaz yazılarla bir alıntı yer alıyor. Alıntı şöyle: "Aynada gözlerinin içine rahat rahat bakarak söyleyemeyeceğin şeyleri yapma; çünkü senin en önemli gücün bu gözlere rahatça bakabilmekte saklıdır." - Savaşçı Doğan Cüceloğlu. Alıntının altında İngilizce çevirisi ve sağ alt köşede Türk kahvesi fincanı resmi ile "TD" yazısı yer alıyor. Bu alıntı, bir kişinin kendine baktığında yüzündeki ifadeyi görmesi ve kendisini dürüstçe değerlendirmesi gerektiğini vurguluyor. Aynaya bakamadığı şeyler, o kişinin içinde yatan ve çözmesi gereken sorunları veya çatışmaları temsil eder. Başka bir deyişle, insan kendisini aldatamaz ve gerçekliğinden kaçınamaz. Alıntı bu gerçeği vurgularken, insanların aynaya bakmaya cesaret etmesi, gerçekleriyle yüzleşmesi ve buradan güçlenmesi gerektiğini söylüyor. Şaka ise Türk kahvesi içen insanların aynada kendilerine bakmaktan kaçınma eğiliminde olmaları ile alakalı. Kahvenin etkisi altında kişinin aynada kendini gördüğünde yaşayabileceği gariplik ve rahatsızlık, alıntının altını çizen bir mizah unsuru oluşturuyor.


Yorumlar

İnsanın kaçamayacağı otorite vicdanıymış, benimki ise sadece sabah kahvesi!

Empati düzeyim bir toplumun uygarlık düzeyini belirtiyorsa, benimki sanırım ilkel dönemlerde takılı kaldı!

Doğan Cüceloğlu’nun sözleri hayatıma yön vermedi ama ben yine de yönümü kaybettim!

Kendi gözlerine rahatça bakamıyorsan, bir psikologdan medet ummak neye yarar ki!

Psikolog ol, insanlar ilişki kurmakta zorlanırken sen de ruh haline dal!

Doğan Cüceloğlu, senin katkılarınla kendi içimdeki sesleri susturmayı öğrenmeye çalışıyorum!