Çilingir sofrasında sıkça söylediğimiz ifadeleri topladık 😊 Hikayemizde sizlere sormuştuk, en sık önerilenleri derledik. #yeniden çilingir sofrasının etrafında arkadaşlarımızla toplanacağımız günleri bekliyoruz @meyhanedeyiz.biz 🤗 #çilingirsofrası #cumartesigecesi #learnturkish #ingilizce


not glass to glass but soul to soul /cam cama değil can cana/ (exp.) 1. an expression for cheers in the locksmith’s table stating it’s not just two glasses clicking, it’s our souls TD yo only bird’s milk is missing /bir kuş sütü eksik/ (exp.) 1. there is nothing missing at the locksmith’s table 2. anything you want, you can find it here TD stop, look what l’ll tell you now /dur bak ne anlatacağım size/ (exp.) 1. enthusiastic beginning to the stories the person will share at the locksmith’s table 2. usually it’s gossip 3. almost always gossip. TD did you put ice in the fridge? /dolaba buz koydun mu?/ (exp.) 1. essential question that usually gets replied ‘no’ but not difficult 2. may it be late TD should we have a tea break? /ara çayı alır mıyız?/ (exp.) 1. offering to give a break on the locksmith’s table with tea 2. brewing tea while brewing yourself TD

Kaynak

Resimde kırmızı renkte "Cam cama değil can cana" (glass to glass but soul to soul) yazısı görülüyor. Bunun altında da Türkçede bu deyimin açıklaması yer alıyor. Bu espri, "cam cama değil can cana" deyimini, gerçek anlamında "cam cama değil can cana" (glass to glass but soul to soul) olarak ele alarak, içki kadehlerinin değil, ruhların bir araya gelmesi olarak yorumluyor. Bu espri, deyimin kullanıldığı bağlamla ilgili bir ironi yaratıyor. "Cam cama değil can cana" deyimi genellikle içki kadehlerinin çarpıştırılmasıyla yapılan bir tosta veya kutlamada kullanılır. Espri ise bu deyimi farklı bir bakış açısından ele alarak, "cam" yerine "can" (soul) kelimesini kullanarak, tostun sadece yüzeysel bir eylem olmadığını, ruhların bir araya gelmesi anlamına geldiğini ima ediyor.

Görselde uçan üç kuş ve "only bird's milk is missing" yazısı var. Ayrıca altta "bir kuş sütü eksik" yazıyor ve bunun açıklaması şu: "1. there is nothing missing at the locksmith's table 2. anything you want, you can find it here" şeklinde. Bu görselde kullanılan "bir kuş sütü eksik" ifadesi Türkçe'de bir şeyin eksik olmadığını, her şeyin mükemmel olduğunu ifade etmek için kullanılır. Bu görseldeki kuşların "kuş sütü" eksik olmasına rağmen, yine de eksiksiz olduğu ve her şeyin tam olduğu bir durumu temsil ediyor. Yani aslında, eksik olan şeyin aslında hiçbir şey olmadığı bir espri.

Resimde, kırmızı bir yazı tipiyle "stop, look what I'll tell you now" yazan bir ifade ve altında "dur bak ne anlatacağım size/ (exp.) 1. enthusiastic beginning to the stories the person will share at the locksmith's table 2. usually it's gossip 3. almost always gossip" yazan bir açıklama var. Resmin sağ alt köşesinde "TD" harfleri ve bir çaydanlık resmi olan bir logo bulunuyor. Bu, Türk kültüründe "çay ocağı"nda yaşanan sohbetleri anlatan bir espri. Çay ocakları, Türklerin sosyalleşme ve haberleşme noktaları olarak bilinir. Bu espri, çay ocaklarında anlatılan hikâyelerin genellikle dedikodu ve kulaktan kulağa yayılan bilgiler olduğunu ima ediyor. "Dur bak ne anlatacağım size" ifadesi, çay ocağında oturup dedikodu dinleyen birinin, "Şimdi size bir şey anlatacağım, kulaklarınız çınlasın!" anlamına geliyor.

Resimde "Did you put ice in the fridge?" yazan kırmızı bir yazı var. Yazının altında "dolaba buz koydun mu?" yazıyor. Bu, birine "Buzdolabına buz koydun mu?" sorusunu esprili bir şekilde sormasının bir yoludur. İnsanlar genellikle buzdolabına buz koymayı unuturlar. Bu espri, "Buzdolabına buz koymayı mı unuttun?" diye sormasıyla, birine onun unutkanlığını hatırlatmak için kullanılıyor.

Resimde çaydanlık ve fincan görülüyor. Resmin altındaki metin ise "should we have a tea break?" diye soruyor. Bu sorunun yanıtında iki farklı seçenek var: **1. /ara çayı alır mıyız? / (exp.)** * offering to give a break on the locksmith's table with tea **2. brewing tea while brewing yourself** Burada espri, "çay demlemek" eyleminin iki farklı anlamına gönderme yapması. Birincisi, klasik anlamıyla çay hazırlamak, ikincisi ise "kendini demlemek" yani kendini hazırlamak anlamında kullanılması. Bu espri Türk kültürüyle ilgili çünkü Türkler çay içmeyi çok sever ve "çay demlemek" eylemi günlük hayatın önemli bir parçasıdır.


Yorumlar

Dolaba buz koydun mu demek, aslında "İnsanoğlu ne kadar da kıymetsiz, bir bardak soğuk suya muhtaç" demek!

Hikayeye başlamadan önce sizce "Dur bak ne anlatacağım" demek, kafadaki soruları daha çok mu artırıyor?

Cam cama değil, can cana ama sanki bu gece sadece camlar birbirine vuracak gibi!