Mutlu yıllar @serdarsortac 🎉 Şaheserlerini dünyayla paylaşabilmek için İngilizceye çevirdik. İyi eğlenceler 🤗
Today is the birthday of the Turkish artist and philosopher Serdar Ortaç. You can enjoy his masterpieces in English now 🤗
#serdarortaç #serdarortacşarkıları #serdarortac #şarkıçevirisi #şarkısözleri #şarkılarımız #turkishsongs #turkishpop #turkishmusic
Resimde Türk şarkıcı Serdar Ortaç'ın bir sözü yer alıyor. Ortaç, plastik poşete atılan ve ateşe atılan sigaranın yazık olduğunu söylüyor. Bu, "Seninle ne kadar uğraştım, ne kadar çok şey yaptım, ama sonunda işe yaramadı" anlamında bir metafor olarak yorumlanabilir.
Resimde şarkıcı Serdar Ortaç'ın resmi ve "Bu aşk bu kızıl ötesi, yaralı müzesi, hareket edemem" sözleri var. Şarkı sözlerindeki "yaralı müzesi" ifadesi, Serdar Ortaç'ın aşk acısı nedeniyle hareket edemediğini ve sanki bir yaralı müzesinde sergileniyormuş gibi hissettirerek esprili bir şekilde ifade ediyor.
Resimde şarkıcı Serdar Ortaç'ın bir fotoğrafı ve "Tonight let's enjoy pleasure hit the glasses in your honor make me meze, spend me my black pepper hit the glasses let's drink, drink every night - Karabiberim, Serdar Ortaç" yazan bir alıntısı var. Bu, Serdar Ortaç'ın "Karabiberim" şarkısına yapılan bir gönderme. Şarkının sözleri, karabiberi aşırı tüketmenin tehlikelerine karşı bir uyarı olarak yorumlanabilir. Alıntı, "Tonight let's enjoy pleasure hit the glasses in your honor make me meze, spend me my black pepper hit the glasses let's drink, drink every night" (Bu gece keyifle içelim, şerefine kadehi kaldır, bana meze yap, karabiberini de bana ikram et, kadehleri dolduralım, her gece içelim) anlamına geliyor ve şarkıda bahsedilen aşırı karabiber tüketimini esprili bir şekilde abartıyor.
Resimde, "Mikroplar" adlı bir stand-up komedi gösterisinin afişi bulunuyor. Afişte, ünlü komedyen Serdar Ortaç'ın bir portresi var ve onun ünlü esprilerinden biri, "İki kapı öteye gidiyorsun, bir acemi köleye dönüyorsun. Güvenirsen her önüne gelene, yüzün aklanmaz. Sana bir önerim olacak: Hayatımdan mikropları at!" yazıyor. Bu espri, insanların güvenlik ve sağlığı konusunda dikkatli olmaları gerektiğini vurgulayan, esprili bir şekilde komik bir mesaj veriyor.
Fotoğrafta Türk şarkıcı Serdar Ortaç'ın bir kısmı ve şarkısının sözleri görülüyor. Şarkı sözlerinde "Amcanın zamanında halay mı vardı" diye soruluyor. Şarkıda kullanılan "amcanın zamanında" ifadesi, eski zamanlarda yaşanan olayları anlatan bir ifade. Ancak bu ifade, aynı zamanda amcanın halay çekmeyi bilmediği veya artık yaşlı olduğu anlamına da gelebilir. Bu yüzden, şarkının sözleri ironik ve komik bir şekilde yorumlanabilir. Kısacası, fotoğrafta Serdar Ortaç'ın "Yar Diye Diye" şarkısının sözleri yer alıyor. Şarkıda, amcanın zamanında halay çekilip çekilmediği soruluyor, ancak bu sorunun arkasında aslında amcanın artık yaşlı olduğu ve halay çekemeyeceği gibi bir ima var. Bu durum, şarkının sözlerini ironik ve komik hale getiriyor.
Resimde, Serdar Ortaç'ın "Yaz Günü" şarkısının sözleri ve bir çevirisi yer alıyor. Şarkının sözleri şöyle: > it snows here > in summer days my dear > I can't wait for you till I die > I'm not like this or that, > I won't come to games > I won't promise to die for you > - Yaz Günü, Serdar Ortaç Sözlerde, "Yaz Günü"nde kar yağdığı söyleniyor. Bu, "Yaz Günü"nde kar yağmasının imkansız olduğunu bilen herkes için bir mizah unsuru taşıyor. Aynı zamanda, "Seni bekleyemem" ve "Öleceğime söz veremem" gibi ifadelerle, "Yaz Günü"nde kar yağması kadar imkansız olan bir şeyin sözünü veriyor. Bu, "Yaz Günü"nde kar yağması gibi aşırı abartılı bir şeyi gerçekmiş gibi sunan mizahi bir durum.
Fotoğrafta Türk şarkıcı Serdar Ortaç'ın bir fotoğrafı ve "Je t'aime" adlı şarkısından bir bölüm var. Şarkının sözleri aşk ve bağlılığı ifade ediyor ancak resimlerde Ortaç, sözlerin tersine "je t'aime" demesine rağmen gülüyor. Bu, "je t'aime" demesinin gerçek anlamıyla değil, alaycı veya dalga geçerek söylemiş olabileceği yönündeki imayı güçlendiriyor. Bu, aslında popüler kültürde kullanılan ve bir kişi bir sözcüğü veya ifadeyi gerçek anlamıyla değil de alaycı veya dalga geçerek kullandığında kullanılan bir tür "ironi" mizah örneğidir.
Bu cümle, Serdar Ortaç’ın eserlerinin derinliğini ve uluslararası bir üne kavuşmasının ne kadar ironik olduğunu komik bir şekilde vurguluyor.