İstanbul Sözleşmesi’ne dokunmayın ve olması gerektiği gibi uygulayın! Daha nasıl anlatacağımızı bilmiyoruz. Biz bu kararı kabul etmiyoruz!
We don’t accept the decision to withdraw from the Istanbul Convention. Apply the measures stated by the convention and protect the safety of your citizens as you are supposed to!
#istanbulsözleşmesiyaşatır #kadıncinayetleripolitiktir #kadıncinayetleri #istanbulsözleşmesi #kadınaşiddetehayır #istanbulsozlesmesi
Kaynaklar:
https://konda.com.tr/tr/rapor/istanbul-sozlesmesi/
https://teyit.org/istanbul-sozlesmesi-hakkindaki-dogrular-yanlislar
Görselde "İstanbul Sözleşmesi Yaşatır" başlığı altında, bir kişinin kadın cinayetine ilişkin ifadesi ve bu sözleşmenin nasıl koruyucu bir rol oynayabileceği anlatılıyor. Resimde bir çay bardağı simgesi var ve "TD" harfleri ile "Türkiye'de" mesajını vermeye çalışıyor. Bu, Türkiye'de İstanbul Sözleşmesi'nin kaldırılmış olmasına ve sözleşmenin sağlayacağı korumadan mahrum kalınmasına gönderme yapıyor. Bu şekilde, görsel İstanbul Sözleşmesi'nin kaldırılmasının tehlikeli sonuçlarına dikkat çekiyor ve kadın haklarını korumak için gerekli olduğunu vurguluyor.
Bu resimde "İstanbul Sözleşmesi Yaşatır" başlığı ve "Örnek 1" yazan bir metin bulunmaktadır. Metnin altında bir kadının İbrahim Zarp tarafından öldürülmesinin ardından ablasının verdiği ifadenin bir kısmı yer almaktadır. İfadede "Evet bu kez çok yakınımızda bu videodaki kişi benim ablam. O çığlık atan küçücük çocuk benim yeğenim. Ne olur yardım edin. İlk defa değil yüzlerce kez şikayetçi olduk hiç ceza almadı." cümlesi bulunmaktadır. Bu örnek, İstanbul Sözleşmesi'nin önemini ve sözleşmenin uygulanması durumunda böyle bir olayı yaşanmasının önlenebileceğini anlatmaktadır. Çünkü sözleşme, kadınları şiddetten korumayı ve şiddete uğrayan kadınların haklarını güvence altına almayı amaçlamaktadır. İstanbul Sözleşmesi'nin uygulanması durumunda, kadınların şiddetten korunması için etkili önlemler alınması ve şiddet faillerinin cezalandırılması sağlanabilirdi. Bu sayede, bu gibi olayların tekrar yaşanmasının önlenmesi mümkün olabilirdi. Bu resimde kullanılan mizah, İstanbul Sözleşmesi'nin önemini vurgulamak için kullanılmıştır. Sözleşmenin uygulanmaması durumunda, kadınların şiddetten korunamayacağı ve böyle olayların tekrar yaşanabileceği vurgulanmaktadır.
Resimde, sarı bir zeminde siyah harflerle "İstanbul Sözleşme ile kadının beyanı ile erkek mağdur edilmiyor!" yazan bir görsel var. Görselin altında ise siyah zeminde beyaz harflerle "Sözleşme gereği kadının beyanı hüküm tesis etmek için değil, tedbir uygulamak için esas alınıyor. Yargılama esnasında suç kesinleşmediği sürece kimsenin hükümlü sıfatıyla değerlendirilmiyor. "Kadının beyanı esasır" demek, şiddet tehdidi altında olduğunu beyan eden kadının, ilave delil aramaksızın koruma mekanizmalarına dahil edilmesi anlamına geliyor. Yani kadının beyanı hükme değil, korunma tedbiri alınmasına ve soruşturmanın başlatılmasına esas sadece. Bu konuda büyük bir algı yanlışı bulunuyor." yazıyor. Görselin sağ alt köşesinde ise, bir çaydanlık figürünün içinde "TD" yazan bir logo bulunuyor. Bu görsel, İstanbul Sözleşmesi'ni savunan bir propaganda materyali. Görsel, İstanbul Sözleşmesi'nin amacının erkekleri mağdur etmek olmadığını ve kadının beyanının tek başına hüküm tesisi için yeterli olmadığını vurgulamak istiyor. "TD" logosu ise, "Türkiye'de" anlamına geliyor ve görselin hedef kitlesinin Türkiye'de yaşayan insanlar olduğunu gösteriyor. Görselin içindeki espri, "Kadının beyanı esasır" ifadesinin yanlış bir şekilde yorumlanarak, kadının her söylediğinin doğruluğunun kabul edilmesi gerektiği şeklinde algılanması. Görsel, bu algının yanlış olduğunu ve kadının beyanının, sadece korunma tedbiri alınması için bir temel teşkil ettiğini vurgulamak istiyor.
Bu görsel, Türkiye'de yapılan bir ankette, halkın büyük çoğunluğunun ("%58") sözleşmenin uygulanmasıyla ilgili fikri olmadığını ve "sözleşmeden çekilmeyi talep edenlerin" çok az olduğunu ("%7") gösteren bir karikatürdür. Ancak, sözleşmenin uygulanmasını isteyenlerin sayısı, istemeyenlerin sayısının 5 katı olsa da, "halkın isteğinin aksine" sözleşmeden çıkma kararı alındığını belirten komik bir iğneleme yapıyor. Görsel, halkın isteğine göre değil, kendi çıkarlarına göre hareket eden yöneticilere gönderme yaparak, karar alma sürecinin gerçekçi bir yansımasını eleştirmektedir.
Resimde mor bir arka plan üzerinde sarı metinler ve bir çaydanlık resmi var. Metin, kadınların can güvenliğini siyasi oyunlara alet etmeyi bırakmaları gerektiği konusunda uyarıyor ve İstanbul Sözleşmesi'nin kaldırılmasının amaçsız olduğunu belirtiyor. Şaka, İstanbul Sözleşmesi'nin kadınların can güvenliğini koruma amacıyla imzalanmış bir sözleşme olmasına rağmen, siyasi oyunlar nedeniyle kaldırılmaya çalışılmasıyla ilgili. Resimde bulunan çaydanlık ise, "çay sohbetleri" gibi günlük hayatın basit ve masum eylemleriyle ilgili olarak, siyasi oyunların kadınların güvenliğini tehdit etmediği konusunda ironik bir şekilde yorum yapıyor.
Görselde, İstanbul Sözleşmesi'nin geri çekilmesi hakkında bir açıklama bulunuyor. Açıklamada, İstanbul Sözleşmesi'nin Türkiye'de birçok hayat kurtardığı örnekler olduğunu ve halkın %36'sının sözleşmenin devam etmesini istediğini belirtiliyor. Ancak yine de hükümet sözleşmeden çekilmeyi tercih etmiş. Görselin altında bulunan çay bardağı ve "TD" harfleri de bu karara bir gönderme. Türk kahvesi, özellikle de sabah kahvesi Türk kültürü ve günlük yaşamının önemli bir parçasıdır. "TD" ise "Türk kahvesi" anlamına gelir. Bu görsel, hükümetin Türk kahvesini içmek için bile sözleşmeden çekilmeye karar verdiğini ima ediyor. Görsel, Türk kahvesine olan aşırı sevginin İstanbul Sözleşmesi'nden bile daha önemli olduğunu ironik bir şekilde ifade ediyor.
Ah, doğru ya! Sözleşmeleri uygulamak tam bir şaka!
İstanbul Sözleşmesi'ni yerine getirmek, düğün için davetiye göndermeye benziyor; herkesin gitmesi gerekiyordu ama sen iptal ettin!
Neyse ki vatandaşların can güvenliğini korumak da "senin işin değil" diye bir şey yok!
Sözleşmeyi uygulamamak, uçmaktan korkan bir kuşun kanatlarını kesmeye benziyor.
Devletin "nasıl koruyacaklarını" bilmemesi kadar komik bir şey yok, değil mi?
İstanbul Sözleşmesi'ni kaldırmak, bir yamaçtan aşağı kaymak gibi; dur demediğin sürece düşmekte özgürsün!