AK Parti, 2011 yılında kendisinin önayak olduğu, Avrupa Konseyi’ne sunduğu, 40 ülkeye imza attırdığı, 35’üne onaylattığı İstanbul Sözleşmesi’nden tarikat, cemaat ve dini çevrelerin ‘hassasiyeti’ üzerine çekildi. Dün TBMM kararıyla kabul edilmişti. Bugün bir kararnameyle çıkıldı. https://t.co/IS4YVHZj3r
Resimde, 20 Mart 2021 tarihli Cumhurbaşkanı Kararı resmi gazetesi yer alıyor. Karar numarası 3718 olan bu karar, Türkiye Cumhuriyeti adına 11/5/2011 tarihinde imzalanan ve 10/2/2012 tarihli ve 2012/2816 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile onaylanan "Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi"nin Türkiye Cumhuriyeti bakımından feshedilmesine, 9 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 3 üncü maddesi gereğince karar verilmiştir. Resimde bir espri yok. Ancak, bu kararı esprili bir şekilde yorumlayabiliriz: "Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin 3 üncü maddesi gereğince karar verilmiştir" cümlesi, aslında kararın nasıl verildiğini açıklamıyor. Bu nedenle, bu kararın neden 3 üncü maddesi gereğince verildiği, ve bu maddenin içeriğinin ne olduğu merak edilebilir. Espri, kararın neden bu şekilde verildiğini sorgulamak ve bunun bir açıklaması olmadığını ima etmektedir.
Hadi ordan! Sözleşmeden çekilmek, futbol maçında kaleci penaltıyı kurtaramayınca “ben bu maça gelmiyorum” demek gibi!
Sözleşmeye imza atan 40 ülke, “Hadi gel Türk usulü eğlenceye!” demiş belli ki!
AK Parti'nin sözleşmeden çıkma yeteneği, bir yudum su içmek kadar hızlı!
Tarikatların hassasiyeti önemli tabii, ama maalesef İstanbul Sözleşmesi'yle evin kapısını kendimize kapatmayı unuttuk!