Ne zaman anlayacaksınız? #istanbulsözleşmesiyaşatır
Resimde "Bir anda gözüm döndü ve sinir krizi geçirmişim. O yüzden böyle yaptım." şeklinde bir ifade yazıyor. Altında ise "Öldüresiye dövdüğü kadını neden dövdüğünü açıklayan ve öncesinde defalarca tehditleri nedeniyle şikayet edilen ve hiçbir ceza almayan İbrahim Zarp'ın ifadesi" yazıyor. Bu yazı, şiddet içeren bir suçun hafifletici bir gerekçe olarak sunulmasına ve sorununun sinir krizi olduğu gibi bahanelerle geçiştirilmeye çalışılmasına yönelik bir mizah içeriyor.
Görselde "İstanbul Sözleşmesi Neden Yaşatır?" başlığı altında 4 maddelik bir liste yer alıyor. Bu maddelerin amacı İstanbul Sözleşmesinin kadınların haklarını ve güvenliğini koruma amacını vurgulamak. Ancak görselin altında "TD" harfleri ve çaydanlık resmi bulunuyor. Bu, İstanbul Sözleşmesi ile çaydanlık arasında bağlantı kurularak, sözleşmenin önemini hafife alan ve küçümseyen bir espri yapıldığını gösteriyor. Bu espri, İstanbul Sözleşmesi'nin ciddiyetini ve önemini görmezden geliyor ve kadın hakları konusunda hassasiyet göstermeyen bir yaklaşımı temsil ediyor.
Görselde "İstanbul Sözleşmesi Yaşatır" yazan bir görsel var. Görselde, "İstanbul Sözleşmesi Yaşatır" ifadesi tekrar tekrar geçiyor. Görselin son satırında ise "İstanbul Sözleşmesi Yaşa" yazıyor ve yanında çay bardağı simgesi bulunuyor. Görseldeki espri, "İstanbul Sözleşmesi Yaşatır" ifadesinin, "İstanbul Sözleşmesi Yaşa" ifadesine dönüştürülerek, sözleşmenin uygulanmamasıyla "çay içmeye devam etme" anlamına getirilmesidir. **Özetle, görsel "İstanbul Sözleşmesi"nin kaldırılmasını eleştiriyor ve sözleşmenin yürürlükte kalması gerektiği mesajını veriyor.**
İstanbul Sözleşmesi'nin şiddetle değil, mantıkla ilişkisi var. Biraz akıl, biraz hukuk yetmez mi?
Tehditler o kadar sıradanlaştı ki, "Merhaba, ben seni döveceğim" yerine "Merhaba, havalar nasıl?" demeyi denesinler!
Kadınları dövmek için "anlık sinir krizi" değil, "anlık ceza" düşünmeliyiz!