Mitoloji Pınarı: Eybaz pide söylencesi..
________________________________________
#umutsarıkaya #umutsarıkayakarikatür #mizah #karikatür #komedi #naberdergi #penguen
Resimde bir adam, bir motorsikletin üzerinde, arkasında bir "Eybağ Pide" tabelası bulunan bir araçla "Flap Flap" diye uçan bir melek tarafından izlenen, tanrılar tarafından "diye iç çekti tanrılar" şeklinde yorumlanan bir yolculuğa çıkmıştır. Şaka, adamın kendisini, tanrılar tarafından takip edilen, tanrısal bir varlık olarak hayal etmesi ve bunun bir tür pişmanlık veya şikayet yoluyla gerçekleştiğini ima etmesidir. Bu şekilde, tanrılar tarafından "diye iç çekti tanrılar" şeklinde yorumlanması, adamın kendisini oldukça önemli ve tanrısal bir varlık olarak gördüğünü fakat aslında oldukça sıradan bir yolculuğun içinde olduğunu gösteren bir hicivdir.
Resimde Zeus'un bir grup tanrıya ceza olarak sonsuza dek uçmasını emrettiği görülüyor. Tanrılar Zeus'a neden böyle bir ceza verdiğini sorguluyor. Fırtına bulutlarından düşen şimşek nedeniyle sürekli uçmak zorunda kalıyorlar. Fırtına bulutlarından düşen şimşek, sürekli uçmak zorunda kalmalarına neden oluyor. Bu çizgi roman, Tanrıların, Zeus'un verdiği cezanın acımasızlığı ve mantıksızlığı üzerine bir mizah yapıyor.
Resimde Zeus ve birkaç tanrı tasvir edilmiş. Zeus tanrıların sorularını dikkatle dinliyor ama bir türlü cevap veremiyor. Tanrılar Zeus'tan "Sen neden kafası çok iyi çalışmıyor, değiştir bu ölümlünün kaderini" diye yalvarıyor. Zeus da bu yalvarışlara "Hmm" diyerek karşılık veriyor. Fıkra, Zeus'un tanrıların yalvarışlarına aldırış etmemesi, "Aklının meşgul" olması üzerine kurulu.
Resimde üç tanrı bulutların üzerinde oturmuş ve aşağıya bakıyor. Bulutların altında ölümlüler var. Tanrılardan biri "Ey tanrılar siz mi bakarsınız kapıya yoksa ben mi bakayım?" diyor. Bu espri tanrıların ölümlülere bakmayı, takip etmeyi ve onlarla ilgilenmeyi seviyor olmasına vurgu yapıyor. Tanrıların insanlarla ilgilenmesi, insanların Tanrıları gözetlemeyi, takip etmeyi ve onlarla ilgilenmesini sevmesi gibi bir ironi içeriyor.
Resimde cennette bir grup erkek oturan bir adamdan "Beyler sizde bozuk var mı, çocuğa verelim" diyor. Diğer adamlar bunun üzerine bir şey söylemek yerine sessizce bakıyor. Şaka, cennetin insanlardan daha iyi bir yer olduğu ve bu yüzden orada insanların bozuk para taşımadığı varsayımına dayanıyor. Bu nedenle "bozuk para" istemek oldukça ironik bir durum.
Resimde dev bir adam ve küçük bir adam var. Dev adam öfkeyle, küçük adama "AYRANI NİYE GETİRME. DİN LAANNN!" diye bağırıyor. Küçük adam korkudan titreyerek, "Diye gur. ledi zavallı ölümlye" diye cevap veriyor. Şaka, dev adamın, "Ayran" getirmekle küçük adamın ölümünü bağdaştırmasında yatıyor. Dev adam, ayranın getirilmemesinden dolayı çok kızgın ve küçük adama sanki ölüm cezası verecekmiş gibi davranıyor. Ayranın getirilmemesi ölümle eşdeğermiş gibi gösterilerek mizah yaratılmış.
Resimde sakallı bir adam ve iki eli görünüyor. Sakallı adam bir masa üzerinde pizza dilimleriyle dolu bir tepsi sunuyor. Elinden biri "yemeyeceğim dedim ama bir parça koparayım" derken, diğer eli "ne bu?" diye soruyor. Şaka, sakallı adamın "yemeyeceğim" dediğini söylemesine rağmen, yine de pizza istediğini göstererek kendini tuttuğu konusunda.
Bu çocuğun yüzü, pideyle tanışmadan önceki selfie gibi, bir nebze grimsi!
Zevksizliğin cezası, pide ve ayransız kalmak - tam bir tanrı tokadı!
Ayran istemezsen, yıldırım düşer - bu işin kitabı böyle yazılmış!
Zeus'un gazabına uğramak istemeyen ölümlüler, pide kuyruklarını kapatmakta bir hayli kararlı!