Fotoğrafta, Nesrin Cavadzade adlı bir kişinin "Tablo gibiyim" yazarak paylaştığı bir fotoğraf var. Bu paylaşımın altına Assanoviç adlı bir kişi "Bence kitap gibisin tabloya bakar alışırsın ama seni her yeni sayfada bitirecekmiş gibi okumak başkadır" şeklinde bir yorum yapmış. Bu yorum, Nesrin Cavadzade'nin güzelliğine ve çekiciliğine dikkat çekerek, onu bir tabloya benzetiyor. Ancak "kitap gibi" ve "okumak" sözcüklerini kullanarak, kişinin "görsel olarak güzel" olmasının yanında aynı zamanda "zekâ ve kültür" bakımından da ilgi çekici olduğunu ima ediyor. Bu da Nesrin Cavadzade'nin hem görsel hem de içsel özelliklerinin takdir edildiğini gösteriyor. Kısacası, Assanoviç'in yorumu Nesrin Cavadzade'nin sadece güzelliğini değil, aynı zamanda zekâsını ve kültürünü de takdir eden ince bir espri.
Fotoğrafta şapkalı ve düşünceli bir adam görünüyor. Adamın önünde de bir defter var. Bu fotoğrafa baktığımızda, adamın deftere yazdığı şeyi düşünüyoruz. Bu fotoğrafa baktığımızda ortaya çıkan espri, adamın deftere ne yazdığını düşünmemizi sağlamasıdır. Bu espriyi, fotoğrafa bakan kişilerin kendi hayal güçlerini kullanarak tamamlamaları üzerine kuruludur. Örneğin, fotoğrafta bir şapka ve defter var ve adamın düşünceli olması "adamın şapkasını kaybedip deftere şapka hakkında yazdığını" düşündürebilir. Yine de fotoğraftaki adamın ne düşündüğünü veya deftere ne yazdığını bilmiyoruz ve bu da esprinin özünü oluşturuyor.
Tabloya bakmak kolay, ama o tablo senin ne kadar karışık olduğunu gösteriyorsa işte o ayrı bir mesele!
Alıştık ama her yüzyüze gelişimde yeni bir hikaye buluyorum!
Bence o bir tablo değil, dolabın içindeki karmaşa gibi bir şey!
Kitap gibi olacağını söylemiş, ama ben her sayfada yeni bir dram bekliyorum!