AMERİKA
- Ne dinliyorsun lan sen?..
+ bizim Aşık Veyselimizi dinliyorum abi
- Rey Çarls mı yani?..
+ aaa..benim montun aynısından almışsın..çok yakışmış ama sana,güzel oturmuş üzerine!..
- Valla mı?
+ Tabi oğlum..sakın hiç bozma,çok yakışmış!..
neyse ben gidiyorum bi arkadaşla buluşup biraz ingilizce konuşucaz.
- nasıl bi yerde buluşacaksın mesela?..
+ normal bi yer be oğlum..yalnız bizde önlüklü kızlar gelip sen otururken bardağına kahveyi dolduruyor,normal kafe yani sizin anlayacağınız..bardak değişimi yok sadece…
- bizde yok o orrroossspu çocuğu…
Resimde iki Türk adamın Amerika'da karşılaştıkları kültürel farklar ve şaşkınlıklar üzerine bir diyalog yer alıyor. İlk adam, Amerikan kültürüne aşina olmayan bir Türk'ü temsil ediyor. Amerikan montusunun ayni modelinin kendisine çok yakıştığını, ancak üzerine oturmuş olduğunu söylüyor. Bu durum, Türk adamın Amerikan modasına olan ilgisi ve giyim kültürüne dair düşüncelerini yansıtıyor. İkinci adam ise Amerika'da yaşayan ve kültüre alışmış bir Türk'ü temsil ediyor. İlk adama "Valla mı?" diye sorarak, Türk adamın moda anlayışına karşı bir ironi oluşturuyor. Bu diyalog, Türklerin Amerika'da yaşadıkları kültürel farklar ve şaşkınlıklar hakkında bir mizahı vurguluyor. Özellikle Türk kültüründe giyim tarzına ve sosyal davranışlara verilen önemle, Amerikan kültüründeki daha rahat ve pratik tavır arasındaki tezatı komik bir şekilde gözler önüne seriyor.
- Önlükli kızlar kafe değil, sanki bir tiyatro sahnesinde oyuncu gibi!
- Bir kafe düşün; orada hem Aşık Veysel dinlesinler hem de çay içmek için İngilizce ders yazsınlar!
- Normal kafe mi? Hemen yanına "sadece bir fincan" restoran aç!
- O montu giyen biri söylemiş, kahve bardağına yalnızca kahve dökün, kimse değişmesin!
- Önlüklü kızlar, konuyu kapatmak için kahve getiren garsonlardan daha fazla iş yapıyor!
- Gidip Amerikalı dostlara Aşık Veysel dinletmek, onların yüzünde bir "ne diyor bu?" ifadesi görmek için birebir!