…mına koyiim Metalikanın Nating els metirs şarkısını yazsaydım,bi de Ebru Gündeş'in Fırtınalar şarkısını yazsaydım hiç çalışmazdım…şimdi evde vurur kafayı uyurdum,parasıyla da gül gibigeçinir giderdim…çok kolay gibi ikisini de yapmak halbuki…Nasıl akıllarına gelmiş ibnelerin…
- Lan oğlum mal gibi bakma git anahtar takımını getir!…
+ Hemen usta!..
….Otuziki yaşındayım ben…
Resimde bir tamirci ve bir tamirhane görünüyor. Tamirci, "Mina koyim, metalikavin sarkisinı yazsaydım, bi de ebru gündesin fırtınalar sarkısını yazsaydım hiç kafamazdım. Şimdi vurur kafayı lyürüm evde... Para giderdim... Çok geçinir siya da gül gibi kolay gibi ikisini de yapmak halbuki... Nasıl akıllarına gelmiş ibelerin..." diye düşünürken müşteri de "Lan olum mal gibi bakma... Git anahtar takımını getir..." diye söyleniyor. Fırtınalar ve Ebru Gündeş'in şarkılarını anlatan sözlerin, tamircideki "kafamazdım" ve "lyürüm" gibi kelimelerle birleştirilmesiyle eğlenceli bir dil oyununa dönüştürülerek komik bir durum yaratılmış.
Yoklukta bile bir derin anlam aramak, modern sanat gibi!
Yok saymak da bir şey sayılır, bu durumda varlığını sorgulamalıyız!
Yokluğun bile bir adı var ama sen en azından "hiç" dediğin için tebrik ederim!
Hiçbir şey olmamak, her şeyin en zor hali!
"Yok" demek de bir çeşit varlığın ifadesidir, bir nevi felsefi derinlik!
"Yok" diyenlerin kendine has bir stili var, tanımayan var mı?