Resimde, birbirleriyle konuşan, komik bir üslupla çizilmiş iki karakterli bir çizgi roman panelini görüyoruz. Sol taraftaki karakter, şişman ve kaslı bir adam. Üstteki baloncuk, "YALANCI KÖPEK... BUGÜN PEYNİR YEMEDİK K(... YUT ŞUNU... KANSERİ KIRAR..." şeklindedir. Bu, "Yalancı köpek" ifadesi bir anlam belirsizliği yaratmak ve "Bugün peynir yemedik, sonra kanseri yutarız" şeklinde, karakterin absürt ve tehlikeli bir önermede bulunmasını ifade ediyor. Yani, absürt bir tehdidi varmış gibi görünse de, mantıksız ve tehditkar bir durum ortaya konmuş. Sağ taraftaki karakter ise, bu absürt tehdidin konuşulduğu kişidir. Bu kişi de biraz garip bir şekilde çizilmiş. Diğer karakterin söylediklerini kabullenir gibi görünmekle birlikte, aynı zamanda bir şeyler söylemek üzere. Alttaki baloncuk, "BEN HAZIRIM. YATIR YERE!" şeklinde. Bu, karakterin, sol taraftaki karakterin söylediklerine (her ne kadar saçma olsa da) karşı hazır olduğunu ifade ediyor. Bir tür, "benim işime gelir" tarzında bir tepki. **Özetle şaka:** Şaka, anlamsız ve tehdit edici görünen bir sözün sonrasında, karşı tarafın aynı şekilde, mantıksız bir hazır olmayı ve tepkiyi ifade etmesi ile kurulmaktadır. Birbirine ters düşen, tehdit edici ve gülünç ifadelerin bir araya getirilmesi, absürtlüğü ve mizahı ortaya koymaktadır.

Resimde, iki kişi arasında geçen bir çizgi roman sahnesi var. Bir kişi, portakal suyu bekletmemesi gerektiğini anlatıyor. Diğer kişi ise, suyu bekletmeyi ısrarla sürdürüyor ve bununla ilgili şikayetlerini dile getiriyor. "Daha sert sık şunu lanet olsun" ifadesi, bekletme olayına karşı sinirlenmenin ve öfkenin bir göstergesi. Özetle, çizgi roman, sabırsızlığı ve bir şeyin hemen yapılmasını isteme ihtiyacını, komik bir dille ve karakterlerin ifadeleriyle sergiliyor. Joke, portakal suyunun hemen içilmesi gerektiği üzerindeki ısrar ve ardından gelen tepkinin, sabırsızlığın ve öfkenin komik bir şekilde resmedilmesinden kaynaklanıyor.

Resimde, bir çizgi roman/karikatür panosu var. Merkezde, "TOPARLANIN GİDELİM!.. Dizi kaçıyor..." yazan bir balonla, sarı/krem renkli bir gömleğe sahip, başına bir şeyler takmış, kıvırcık saçlı bir adam var. Yanında, pembe bir elbise/tulum giymiş, aynı zamanda gergin ve sinirli görünen bir kadın var. Kadın etrafta bir şeyler fırlatıyor gibi görünüyor. Adamın elinde kuru kayısı torbası var. Resimde, bir masa ve odanın iç kısmı da gösteriliyor. Şaka, "dizi kaçıyor" ifadesiyle ilgili. Muhtemelen bir dizi veya televizyon programının sonlanmasına veya kesilmesine gönderme yapıyor. Kadının sinirli ve telaşlı görünüşü, "toparlanıp gitme" ve "dizi"nin kaybolması nedeniyle ortaya çıkan paniğe ve belki de kargaşaya işaret ediyor. Adam ise kuru kayısı ile bir nevi rahatlamayı veya olayın önemsiz olduğunu gösteriyor. Dolayısıyla, şaka, bir dizi programının veya olayların nasıl bir kargaşaya ve tepkiye yol açabileceği ile ilgili bir ironi ve absürtlüğü ele alıyor.

Resimde, bir çizgi roman panelinden oluşan bir sahne var. Panelde, bir evde, muhtemelen deprem veya benzeri bir afet sırasında, üç kişi yerde kaçışmaya çalışıyor. Üstteki baloncuk içindeki "HAZIR OLUN...uç deyince, yuvarlanıp sehpanın altına giricez birrr!" ifadesi, acil bir durumdan önce verilen bir uyarı veya bir acele etme duygusunu yansıtıyor. Alttaki baloncuk içindeki "DURUN, snif snif, gaz kokusu alıyorum snf. snf- neyse değil mis devam" ifadesi ise, durumun daha da kötüleşmesi ihtimaline karşı, bir nevi endişe ve şaşkınlık ifadesi içeriyor. Bu komik bir durum yaratmak için, ani bir uyarıdan sonra, oldukça paniğe kapılan insanların, endişe verici gaz kokusu gibi, şaşırtıcı detaylar vererek, gerilimi artırmaktan ve kaotik bir durumu, gerçekçi bir şekilde aktarmaktan zevk alan çizgi roman türünde uygulanan bir taktik olduğunu söyleyebiliriz. Özetle, insanların şaşırtıcı bir durumla nasıl başa çıkmaya çalıştıklarını komik bir şekilde anlatıyor.