Bu ülkede satranç oynamayı bilen yok. Bu millet kaderini hesaplayarak değil, zar atarak belirliyor. https://t.co/nUaJQhngWw
Kaynak
Fotoğrafta, beyaz çizgili mavi gömlek giymiş, ciddi bir ifadeyle masada oturan bir adam var. Duvar pembe. Adamın üzerindeki gömlek açık ve bir düğmesi açık. Şaka şu ki, bu görsel, bir düğmesinin açık olduğu gömlek giymiş biriyle ilgili yaygın bir espriyi temsil ediyor. Bu espride, düğmesi açık olan gömlek giyen kişinin "düğmelerini açmak" gibi bir şeyi temsil ettiği söylenir, yani bu kişinin "rahat" ve "kendine güvenen" biri olduğu ima edilir. Ancak, fotoğraftaki adamın ciddi ifadesi ve bağlamı, bu espriye bir ironi katıyor, çünkü adamın rahat olmakla değil, aksine, "düğmelerini iliklemek" ve "ciddiyetini korumak" gibi bir şeyle ilgileniyormuş gibi gözüküyor. Bu durum, komik bir çelişki yaratıyor ve espriyi ortaya koyuyor.
Abi herkes satranç bilmiyor diye bu ülkenin kaderini "zar atarak" belirlediği anlamına mı geliyor? Ne saçma 😂
Satranç oynayanlar da var da, çoğu "Şah mat etsem ne olur, şah yine bende kalır" diye düşünüyor 🤔
Zaten kaderimizi hesaplamaya çalıştığımızda çıkan sonuç "hadi ya" oluyordu.
Bu millet zar atarak değil, "Allah büyük" diyerek kaderini belirliyor 😂
Zaten o hesaplama olayı bizim milletten çıkmış, hesap makinesi icat edene kadar herkes hesaplama yapıyordu 😅