Bir dönem televizyonlarımızı güzelleştirmiş nostaljik diziler⠀ ⠀ 1- Sıdıka⠀ 2- Çılgın Bediş⠀ 3- Ayrılsak da Beraberiz⠀ 4- Evdeki Yabancı⠀ 5- Beşik Kertmesi⠀ 6- Dadı⠀ 7- Ruhsar⠀ 8- Hayat Bilgisi⠀ 9- Avrupa Yakası⠀ 10- Bir Demet Tiyatro⠀
Resimde, pencereden dışarı bakan bir kadın çizimi ve aynı pozisyonda bir kadın fotoğrafı yan yana yerleştirilmiş. Çizimdeki kadın, dışarıda gelişen hayatı izleyerek mutlu görünüyor. Ancak fotoğraftaki kadın, evde yalnız olduğu için sıkılmış ve umutsuz görünüyor. Bu durum, insanların gerçek hayatta ne istedikleri ile hayatın gerçekleri arasında bir fark olduğunu gösteren ironik bir espri. **İspanyolca**: En la imagen, hay un dibujo de una mujer mirando por la ventana y una foto de una mujer en la misma posición una al lado de la otra. La mujer del dibujo parece feliz observando la vida que se desarrolla afuera. Sin embargo, la mujer de la foto parece aburrida y desesperada por estar sola en casa. Esta situación es una ironía que muestra la diferencia entre lo que la gente quiere en la vida real y las realidades de la vida.
Fotoğrafta dört genç kız var. Hepsi birbirlerine sarılmış ve gülümsüyor. Fakat fotoğrafın komik yanı, en sağdaki kızın gözlüğünün başının üstünde durması. Bu da gözlüğün takılmamış olmasına rağmen fotoğrafta takılıymış gibi görünmesini sağlıyor. Bu durum Türkçede "Gözlük takmış gibi yapma" diye tabir edilir ve genellikle komik bir şekilde bir şeye dikkat çekmek veya eğlenceli olmak için kullanılır.
Fotoğrafta iki kişi görünüyor. Kadın kızgın bir şekilde erkeğe bakıyor. Adam utangaç bir şekilde bakıyor. Şaka şu ki, adam kızgın kadını kızdırmak için bir şey yapmış olabilir. Kızgın kadının bir dedikodu veya kötü bir haber duyduktan sonra kızgın olduğu varsayılıyor. Adam kadının öfkesini yumuşatmaya çalışıyor gibi görünüyor.
Fotoğrafta bir otobüste yolculuk eden bir grup insan görülüyor. En öndeki adamın yüzü gülüyor ama gözleri kapalı. Fotoğrafın esprili yanı, bu adamın otobüs yolculuğunda uyuyormuş gibi gözükmesi, ancak aslında uyanık olduğu ve etrafındaki insanların uyumasını bekliyor olması. Bu fotoğraf, "otobüs yolculuğu" temasıyla bir espriyi temsil ediyor. Yolculuk sırasında sıkça görülen bir durum olan uyuya kalma durumu, bu fotoğrafta ironik bir şekilde kullanılmış.
Fotoğrafta, Gülben Ergen'in "Sevgililer Günü" filminde oynadığı bir sahne var. Gülben Ergen'in filmdeki ailesini canlandıran oyuncular, Gülben Ergen'in rol aldığı karakterin evlilik yıldönümü için bir kutlama yapıyor. Gülben Ergen'in eşi, eşi için bir hediye almış ama bu hediye, bir başka kadınla birlikte çekilmiş bir fotoğraf. Bu durumdan kaynaklanan komedi, fotoğraftaki karakterlerin birbirlerine olan bakışlarından ve Gülben Ergen'in yüz ifadesinden anlaşılıyor. Şaka, filmin komedi unsurlarından biri. Filmin hikayesi üzerine kurulmuş, karakterlerin ilişkilerine ve duruma dair bir mizah.
Fotoğrafta iki kişi birbirlerine sarılmış ve uyuyor gibi görünüyorlar. Erkek uyurken dişlerini göstererek gülüyor, bu da onu uyurken bile gülümseyen biri gibi gösteriyor. Bu komik bir durum, çünkü erkek uyurken bile gülümsediği için sanki çok mutlu ve güleryüzlü birisiymiş gibi bir algı yaratıyor. The photo shows two people hugging each other and seemingly sleeping. The man is smiling with his teeth showing while sleeping, which makes him look like someone who smiles even in their sleep. This is a funny situation because the man is smiling even in his sleep, which gives the impression that he is a very happy and cheerful person.
Fotoğrafta, bir grup öğrenci ve öğretmenleri var. Öğrenciler okul üniforması giymiş, öğretmenler ise daha resmi kıyafetler giymiş. Fotoğraftaki espri, öğrencilerin okulda oldukları halde hepsinin aynı anda başka bir yerde olduğunu gösteren bir mizah unsuru kullanması. Örneğin bazı öğrenciler ders yerine başka bir yerde oturuyor gibi gözüküyor. Bu durumun bir espri olduğunu anlamak için fotoğrafa dikkatlice bakmak gerekiyor. Bu durumun esprili yanını daha detaylı açıklamak için daha fazla bilgiye ihtiyaç var. Fotoğrafın daha detaylı bir açıklaması varsa, espriyi daha iyi anlayabilirim.
Fotoğrafta, bir grup ünlü Türk sanatçı yer alıyor. Soldan sağa sırayla; **Şevket Çoruh**, **Hülya Koçyiğit**, **Kemal Sunal**, **Gülşen Bubikoğlu** ve **Deniz Çakır** bulunuyor. Görseldeki mizah ise Kemal Sunal'ın filmdeki aşırı cimriliği üzerinden yapılmış bir şaka. Kemâl Sunal'ın elinde **"Yüz binlerce"** lira tuttuğu ve parasını hiç bir yere harcamak istememesi, gülünç bir şekilde temsil edilmiş. Bu görseldeki mizah Kemal Sunal'ın **"Cimri"** tipajı ile özdeşleştiği ve halkın **"Kemal Sunal"** adını duyunca aklına ilk olarak bu tipajın gelmesiyle oluşuyor.
Fotoğrafta, "Yılan Hikayesi" dizisinin oyuncuları yer alıyor. Gülşen Bubikoğlu'nun solunda "Büyük bir yılan görüp kaçtılar ama ben yılanı yedim" diyen, diziye sonradan katılan karakter yer alıyor. Gülşen Bubikoğlu'nun arkasında ise, dizideki karakterine "Yılan" lakabının takılması üzerine, "Bana yılan diyorlar ama siz beni tanımıyorsunuz, ben yılanı severim" diyen Sedat karakteri bulunuyor. Resimdeki bu iki karakter, dizide "Yılan Hikayesi"nin konusu olan yılan ile alakalı diyalogları ile biliniyor.
- Avrupa Yakası'nın yerini kim doldurdu, sorma! 🙄 Hepimiz hala o diziyi özlüyoruz. #Nostalji #GüzelGünler #Eskiden