Her günümüz başka bir endişeyle geçiyor ve yaşadığımız günlerden keyif almakta zorlanıyoruz. HONNE’un ‘smile more smile more smile more’ şarkısını yorumlayarak sizlerle birkaç mesaj paylaşmak istedik. Geçen sene buna çok benzer mesajlar paylaşmıştık, biraz güncelledik şimdi. Bu şarkı bize güzel hisler verdi, sizlerle paylaşmak istedik. Umarız sizin de gününüzü güzelleştirir. Sevgiler arkadaşlar ❤️ We live our days suffering from different worries. It’s getting difficult to enjoy the moment. We translated and interpreted HONNE’s song ‘smile more smile more smile more’ to share some useful messages. Thank you for this beautiful song @hellohonne To understand these messages in English, you can read their lyrics. We hope this will make your day better. Love ❤️
Bu resimde, mor bir arka plan üzerinde beyaz yazı ile bir mesaj var. Mesaj şu şekilde: "Endişelerin egemen olduğu zor günlerden, yıllardan geçiyoruz. Yaşadığımız günleri düşünerek yararlı olacak birkaç düşünce paylaşmak istedik." Resmin altında sağ tarafta, beyaz bir daire içinde "TD" yazılı bir logo var. Bu, Türk Dil Kurumu'nun logosu. Resimdeki espri, TD'nin günümüzde sıkıntılı bir dönemden geçtiğinin bir göndermesi olması ve bu zorlukları esprili bir şekilde "endişelerin egemen olduğu zor günler" olarak tanımlaması. "TD"nin logosunun yanında konumlandırılması bu espriyi daha belirgin hale getiriyor.
Resimde bir aile var. Baba, anne ve iki çocuk birbirlerine sarılmış ve mutlu görünüyorlar. Altta ise "Arkadaşlarınla ve ailenle zaman geçir. Ara, mesaj at. Zor gelebilir; ama onları sevdiğini söyle. Her zaman yanında olmayacaklar." yazıyor. Bu resim ve yazı, arkadaşlara ve aileye zaman ayırmanın önemini ve onları her zaman kaybetme ihtimalini hatırlatıyor. Fakat ailenizin her zaman yanında olamayacağını düşünmek her zaman iç açıcı olmayabilir. Bu espri biraz kara mizah gibi düşünülebilir. Sevdiklerimizi her zaman kaybetme ihtimali üzücü olsa da, hayatın gerçeklerinden biridir. Bu espri, bu gerçeği hatırlatarak, onları daha fazla takdir etmemiz gerektiğini söylüyor.
Resimde, pembe bir fon üzerinde beyaz yazıların olduğu bir kartpostal görülüyor. Kartpostal'da "Her gün uyan ve perdeleri aç. Güneşin sıcaklığını yüzünde hisset. Kendini sev, olduğun gibi güzelsin." yazıyor. Resmin alt kısmında ise sarı bir üst giymiş, kollarını kendine sarıp yüzünde gülümseme olan bir kadın görülüyor. Kadının etrafında çiçekler var. Resmin sağ alt köşesinde ise beyaz bir daire içinde "TD" harfleri ve bir çaydanlık resmi bulunuyor. Resimdeki espri, kartpostalın öz güven ve pozitiflik mesajı vermesi ve bunun yanında günlük hayatın en basit aktivitelerinden biri olan çay içmeyi temsil eden çaydanlık resminin yer almasıdır. Bu şekilde, kartpostalın mesajı ile günlük hayattaki basit zevklere ve kendimizi sevmeye vurgu yapılıyor.
Resimde, bir çiftin dans ettiği gösteriliyor. Resmin üstünde ise "Anılar yarat, JPEG'ler değil. Yaratıcı ol. Çiz, dil öğren, dans et. Çekinsen bile dans et." yazıyor. Bu resimdeki espri, yaşlı çiftin, dans ederken fotoğraf çektirilmemek için kaçmaya çalıştığını, ancak dans etmeye devam etmekle ilgili olduğu söylenebilir. Resim, yaşlı kişilerin de hayatın tadını çıkarabileceklerini ve eğlenebileceklerini göstererek, yaşlılığa dair olumlu bir bakış açısı sunuyor.
Resimde iki kişi, pencerelerden birbirlerine el sallayarak selam veriyor. Yazıda "Arkadaşlarına, ailene daha çok teşekkür et. Minnettar olduğunda söyle. Herkes değerinin bildiğini hissetse Günlerimiz daha güzel geçer." yazıyor. Şaka, insanların birbirlerini takdir ettiklerini söylemeleri ve minnettarlıklarını ifade etmelerinin, ilişkileri daha pozitif ve mutlu hale getireceği gerçeğinde yatıyor. Bu, her zaman iyi bir şey olsa da, resimde iki kişinin sadece pencereden birbirlerine el sallayarak selam vermesi, bu minnettarlığı ifade etmek için biraz yetersiz bir gösterge.
Resimde, bir grup insan birbirine sarılmış ve mutlu görünüyor. Arka planda kalp şeklinde bir desen var. Resmin altındaki yazıda "Kimse nereye gittiğini bilmiyor. Çizilmiş yolları takip etmek zorunda değilsin. Sadece hissettiğin gibi yaşa." yazıyor. Bu resim ve yazı, insanların kendi yollarını çizme ve başkalarının beklentilerine göre değil, kendi hislerine göre yaşama özgürlüğüne sahip olduklarını gösteriyor. Fıkra, insanların hayatlarında izledikleri yolları takip etme zorunluluğunun olmadığını, kendi yolculuklarını yaratabileceklerini vurgulayarak, özgürlük ve bağımsızlık mesajını iletiyor.
Resimde üç kadın birbirini sarmalamış şekilde gösteriliyor. Resmin altındaki yazı ise "Birini sevmek için dinine cinsiyetine ırkına bakma. Sev sadece. Hayat zor, nefret seni yoracak. Sev." yazıyor. Bu yazı, insanların sadece sevgiyle hareket etmesi gerektiği ve önyargıların insanları yoracağı mesajını veriyor. Fıkra kısmı ise resimde üç kadının birbirine sarılması ve bunun bir "sevgi" mesajı olarak verilmesinde yatıyor. Burada "sevgi"nin cinsellik, "dinine cinsiyetine ırkına bakma" gibi kavramlarla bağdaştırılarak gönderme yapılıyor.
- "Arkadaşlar, ailenizle vakit geçirin derken, evde oturanı mı kastediyorsunuz? 🤔" 🏠
- "Her şeyden önce sağlık, sonra da gülümseme. Ama sağlıkta da sıkıntı varsa, gülümsemek de işe yaramıyor ki." 🤧😭
- "Güzellik güzeldir ama geçim sıkıntısı daha güzel. 😂"
- "Yine mi 'gülümse' diye mesajlar? Ya biraz da 'rahatla' deseydiniz?" 😴🙄
- "Güzel mesajlar paylaşmışsınız, teşekkürler! Ama ben hala ekmek parasını nasıl kazanacağımı düşünüyorum." 🍞💰
- "Endişelerimizi unutmak için şarkı dinliyoruz, şarkı bitince endişeler geri geliyor. Bu döngüden nasıl çıkacağız?" 🤔😔